Kelamýn yetmediði yerde sûkutta gizli
Bizim hikayemiz...
Aylardan haziran yüreðimde hüsran
Tan vaktinden evvel figân ile gidiyorum
Günün ilk ýþýklarý çaðlayýp dökülürken
Ben olmayacaðým bu þehirde...
Oysa;
Sadýk köleydim seyyah olduðum þehrinde..!
Hummet-i þafak doðarken üstüne
Mavisi çalýnmýþ hýrçýn denizin dalgalarý
Çýðlýk çýðlýða martý sesinde vuruyor kýyýlarýma...
Avâre dolaþýrken Arnavut kaldýrýmlý sokaklarda
Ben divâneyim ,ben biçareyim
Sen yoktun , yoktu ayak izlerin.
Gece sefasýna asýlan iki kubbe arasýnda,
Adýn , hangi mahyada gizli...
Zamansýz açan mor menekþelerde
Hüznün gözyaþlarý akarken
Öyle kuraktým ki sen dolu bir damla suya;
Saðanak saðanak hullebini boþalttýn üzerime...
Þahidimdi oysa; Eyüp’te Ay kesiði asude .
Nûr yüzünü göremedim,
Ay’ýn þavkýnda düþerken yakamozlar,
Altýn boynuzlu Haliç’e...
Sen ýradýn g/ittin
Aþýlmaz s/urlar ördün
Ve amaçsýz yelken açtým gündoðumuna
Gelemedim mabedine...
Nefes aldýðým gönlümün þehri
Üryan kalmýþ düþlerim örselenirken
Yitik sevdalar býrakýyorum geride
Sýðdýramadýn ya beni koca yüreðine
Yük olmayacaðým yedi tepene...
Selam olsun size bu kentin yalnýzlarý
Selam olsun size hasretin girdabýnda
Kýz kulesinin sürgün aþýklarý...
Fersah fersah uzaklaþýrken senden
Kýrlangýçýn kanadýnda göç zamaný
Gönlümün feryadýnda hicrâným
Ahlarým , vuslatým kaldý sende...
Þimdi ;
Sessizce uðurla beni
Þehr-i Ýstanbul’um...
__Nuray Çakmak__