Hayati’ye
tükürdüm aðzýmýn içindeki paslý kaný
ve sildim elimin tersiyle dudaklarýmý
seyrine daldým uzaklýklarýn
gözlerim gayb içinde
ve avuçlarýmda hüzün yatýyorken boylu boyunca
aklýmý dimaðýmdan sordum bilmem kaç kere
meczup bir sýzý düþtü içime
nereme atsam elimi
yandý parmak uçlarým
septik sözlerle sordum herkese
o nerde, o nerde, nerde o, nerde... ?
patolojik bir bulgu gibi ruhumda aradým
canýmda, ânýmda, içimde, dýþýmda
"ateþin düþtüðü yeri yaktýðý" noktadan baktým yarýnlara
buðulu camlar ardýna saklandý çocukluðumuz
ve sonra kýzýl bulutlar gelip yerleþti gökyüzünün çatýsýna
öyle büyük bir aþksýzlýðýn içinden
öyle büyük bir aþkla aktý gözyaþlarý
bir martýnýn kanadýna baðladým umutlarý
saldým sonra ýraklara
martýnýn yükü aðýrdý sevdanýn yükünden
týpký yaþamýn yükünün aðýr olduðu gibi
ölümün yükünden...
"ateþin düþtüðü yeri yaktýðý" noktadan baktým düne ve bugüne
kül kül savruldu z’aman
saat hâlâ onun gittiði an
akrep durmuþ Hayati bir noktada
akýttýkça akýtýyor zehrini
saat artýk akrebin yele
yelin akrebe hükmünü yitirdiði boþ bir kovan
ve düþtü takvimden dört haziran
hakikaten "haziranda ölmek zor"
hem de çok zor be ustam!
01.00/14.06.2015