Yüreðe çökmüþ karlý daðlarýn sisi Gözbebekleri sarmýþ kara sevdanýn isi Aysýz, yýldýzsýz geceler Gündüzlerde güneþ külkedisi Zaman diliminde tüm saatler Ýnsafsýzca vurdukça on ikiyi…
Bildik sözlerle baþlamýþtý bu masal ‘’Bir varmýþ, bir yokmuþ’’diyerek Ne üvey anne vardý Ne de kötü kýz kardeþler Prens, Prens olmaya çabalarken Zalim bir kral olduðunu sakladý Elinde dolaþtýrdýðý camdan ayakkabý Herkesin ayaðýna týpatýp uyardý Zaten hiç anlamamýþtý O güzelim at arabasý kabaða dönüþtü, Ýpek elbiseler bir anda paçavraya döndü de Camdan ayakkabý neden tuzla buz olup daðýlmadý?
Bir kandýrmaca, bir hile vardý bu masalda Çocuk dinlerken büyüdü Gerçekler yüreðine okkalý þamarla indi Sonunu sabýrsýzlýkla beklerken Masal, daha yarýsýna gelmeden Hiç ummadýðý anda bitti Sonu, sonsuzluðun bilinmezliðinde yitti…
Camdan ayakkabý kýrýlmýþtý Puslu gölgelerde Ýçinin can kýrýklýklarýyla Öylece kalakalmýþtý…