Bir þubat yangýný bu
gözlerinin bulut grisi
ve daðýnýklýðý hüzünlerin
solgunluðu bir yüzün
saçlarýnda yalnýzca
býrakýlmýþlýðý rüzgarlara
boþ vermiþliði boþ ellerin
rüzgarýn sesini alýp sol yanýna
gidenlere aðýt
bakýp dururken yollarýna
çaresizliðin
kimsesizliðin
sövmek anasýna avradýna
duyar gibi ayrýlýklarý uzak iklimlerden uzayan
kaldýrýmlara býrakýlmýþ bir þiir
ya da faili meçhul bir aþkýn
yaðmurla ýslanmýþ yüzünde
ya da ,
hasretin hala kaný damlayan her yarada
an an çoðul cinayetlere doðurgan jilet izlerini
baþka baþka yürek kuytularýnda
bir kaldýrým taþý gibi hissetmek kendini
ya da bir mezar taþý gibi
yar duyar mý
yoksa duvar mý sesi duyar
ikilemine girmiþsen
ne fark eder ki
can’ dan ayrý olduktan sonra
ayrýlýðýn bin bir biçimi
bir þubat yangýný bu
yakýcý bir ayazdýr þimdi
elini tutar yalnýzca
sesin olur sessizliðin
bütün haykýrýþlarýnda
kar beyazý düþler
tel tel düþer saçlarýna
ve , düþer aklýna bir gün
býrakýp gitmiþliði göçmen kuþlarýn
o artýk dönmeyecek demiþliði zamanýn
beklediðin gelmeyecek
vursan da kendini yollarýna
bir þubat yangýný bu
anýlara sarýnýrsýn
gülümsersin belki
bir resim getiriverir hayalini
nice öte uzaklara gider
düþlersin düþ gibi çocuk gülüþlerini
bir anne bakýþýnda þefkati bulursun oralarda
ýsýtýrsýn ellerini …
Mert YÝÐÝTCAN
01 . 02 . 2015
Ýstanbul