hele bacým, gel anlat. düþlerini, dök içini. dinlerim ben çok az bilsem de halini. zaten söze de ne gerek, göz görür anlayan anlar..
duvarda bir gaz lambasý camýnýn kýrýk yarýsý, isli isli yanar durur. yerde iki eski kilim sevgi dolu her deseni, doðasýndan tüm renkleri.. dedi - ben örmüþtüm O nu sonra çeyizime kondu.. bu ne ince bir düþünce ne zevkli, ne doðru bir görüþ, ve ne düzenli bir örüþ...
duvarýnda da süsü var bin bir renk küçük parçalar tek tek gelmiþ bir araya hayat vermiþ kumaþlara...
kenarda tahta sedirler, uzun uzun yastýklarý üstü sýralý minderler saðlamaktalar rahatý..
.evde herþey öyle güzel öylesine akça pakça.
bacým bir ara doðruldu mutfaðýn yolunu tuttu, - ayran yaptýydým da bugün iþte bakýn, dolu güðüm. hele bir tas iç, serinle dinlen, sonra beni dinle...
iþte bacým, görüyorsun beðendin mi bilmem ama biz hep böyle yaþýyoruz. tavuðumuz, merkebimiz, ineklerimiz, kuzumuz...
kendimiz yaparýz , yeriz hazýra konmak bilmeyiz.
çalýþmak tek umudumuz, böylece biz çok mutluyuz...
Sosyal Medyada Paylaşın:
sevil ağtaş Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.