ÖPÜÞMEK…
…
Sen yine ýlgýt ýlgýt gidiyorsun
Lanet okuyamadýðým perdelerin rüzgarla dansýnda
Kokun sývanmýþ duvarlara
Þayet yeni kömürle tutuþmuþ sobam
Kar etmiyor ýsýnmak az yalnýzlýk dolmuþ...
Ýçimden henüz yazýlmamýþ besteler geçiyor
Adýn kadar bilsem þu notalarý (ne çýkar)
Kireçleri dökülüyor duvarlarýn
Uzaktan çok uzaktan bir ezanla havalanýyor güvercinler
Ve ben bir vita kutusuna baþýmý düþürüyorum….
Tüm yaktýðým kitaplarýn parýltýsý duruyor tavanda
Karþýmda resmin
Sendeleyerek açtýðým musluk
Ýlerde giriþte boþ terliðin
Terli bir vakit su içmeye gelmiþim…
Çorapsýz her bastýðým yer üþüyor
Dýþarýda köpek sesleri
Ben Orhan Veli dinliyorum “gözlerim kapalý Ankara’da”
Usul usul soluyor caddeler
Sönerken kelimeler…
Ansýzýn gençliðim ellerimden tutuyor
Yasak bir öpüþme konduruyoruz mevsimin en ortasýna
Sen en diri göðüslerinle beni emziriyorsun
Kýyýmýzda engin köpüklü nehirler akýyor
Sularýn sustuðu vakit çanlar çalýyor…
Köprüler patlýyor birden
Kuþlarýn kanadýnda köpükler
Yaðmur düþüyor sevdiðimiz aðaçlarýn üstüne
Ýkimiz sýrýl sýklam göðe þükür göndermiþiz
Alnýmýzda ayrýlýk iki öpmüþüz iþte…