gelsen
su da gelir herhalde seninle
yerleþiriz bir karafakiye
tanrý, göðüne döner
içmeden önce
sýk boðaz etme
boðazýn iki yakasýndan sýzan tüm iyi niyetlere gebesin
hatýrla tarlabaþýný
kolunu kanadýný kýrdýðýn bu þehirde
baþýndan aþaðýya uzanan bu sevdaya
kol kanat gereceðim demiþtin ya
yanýlmayan iki dil
ne çok sövdü birbirini be
kapandý birbirinin üzerine
baðýþlamasýz bir öpüþ seçti kendine
nasýl da birikmiþ aðzýnda bunca süzülmüþ “ben”
nasýl ulaþmýþ içindeki tedirgin erince
kopkoyu bir kötülüðe dönüþmüþ dudaklarýn
öpüþmek deðil iç savaþ bizimkisi
senin rujun lila
ruhun silinse ne olur
bu bilinmez kadehlerin kardeþliði
küçük/büyük/suyundan/huyundan/ama illa buz ve ölüm iliþkisi
sen balýk hafýzasý
-ben Ýzmirli, yetmez mi
içimde ideal bir baþ dönmesi var nevrim kayýp
ne de olsa gecenin müsveddesi þu sokaklar
nasýl da zor bir imtihan
çýt çýkartmadan küfretmek
tanrým
ben seni yakýndan tanýrým
“içiyorsam bir sebebi var” diyeceðim
bugün git
yarýn da cumaya, diyeceksin
nasýl zor bir denge þimdi
birbirimizin sýratýndan geçiþimiz
oysa unuttuðun her kim ise
adresi hep var bende
-sen sarhoþsun
-cýýk… sen sar , bak iþte o zaman ben nasýl hoþ olurum
içince
olduðu kadar güzeldik
mümkünmüþ gibi…
alicengizoyunu
(…hepsini unuturuz be sevgili, yeter ki baþýmýzda bir büyük olsun…)