LİLA YOLCULUKTA (17 )
pılımı pırtımı toplayıp gidiyorum buralardan Lila
bir banliyö trenine yerleşeceğim
nasıl olsa beslerim kendimi
yiyeceğim bir dilim peynir
bir dilim ekmek
zaten hiçbir şeyi hazmedemiyor midem
kırkından sonra insanda bir sindirim sıkıntısı
geçmişten midir nedir bilemem
hem yedik yedikte ne oldu sahi
tabak dolusu çerezleri
manav Muhittin’in çürük waşingtonları
zengin ettik herifi
bundan sonra artık tek başıma
mahalle dedikoduları
dizlerim karnıma çekik
küflü bir battaniye üzerinde
vagon köşesinde sallanırken
özleyeceğim elbet sizleri
kalmış az da olsa içimde sevgi tohumları
an gelecek gelincik tarlasından da geçecek bu tren rayları Lila
bir film sahnesi gibi
uzatacağım kafamı camdan dışarı
rüzgar örerken saçlarımı
aralarında kırmızı uğur böcekleri
ama inanmazsın haykırmayacağım
ağlamayacağım
öyle salya sümük
güzelliğime yazık
aferin anlamışsın kıymetini diyeceksin
Lila kolay değil
üstüne kocaman ,kocaman bir gençlik
dağ eteklerinden geçeceğiz salına salına
lavanta kokuları vuracak genzimizin dibine dibine
Irmaklar diz boyu ıslatacak beyaz bacaklarımı
dolanırken ayaklarıma kum taneleri
bazı geceler soluklanacağız bir kaya kenarında
iki çalı çırpıdan yangın ateş
en çok bir tavşanın sohbeti mutlu edecek beni
kolumun kenarına yaslarken kolunu
“küstüm birine haberi yokmuş” diyecek
ah be Lila
karanlıkta gözlerim görmezken yüzünü
peşime düşecek
bir tavşanın gölgesi
Gülnur Ateşoğlu
Sosyal Medyada Paylaşın:
GÜLNUR ATEŞOĞLU Åiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.