Þarap rengi aktý musluktan sular
Kan nehirlerinde boðuldu tüm balýklar
Taþan çaylar solgun þarkýlarý göðe söyledi
Karanlýk kelimelerin kutsal yanlarýnda ayýn þavký…
Gölgelerin krallýðýna kaldý ölen çocuklar
Topraklar kýlýçlarla kazýndýkça yükseldi…yükseldi …yükseldi….
Yýkýk kentlerden ruhunu salanlar koþtu…koþtu..koþtu…
Eriyen mumlarýn etrafýndaki o ayinler ve elçiler…
Bakire bir çýnarýn yapraðý uçup rüzgara seslendi
Puslu bir havada çürümüþ insan eti salýndý
Kuzgunlar dik yamaçlarda çiðnedi her þeyi
Gecenin kederi acýmak olurdu insanoðluna…
Dövülen közden çýkmýþ kelimelerin mahpus suskunluðunda
Ahlar taþ duvarlara damlar damlar damlar
Su kudurur an geldiðinde sahte aydýnlýkta
Þatolarýnda veba besleyen sahte krallar
Ýntihar kokulu doyumsuzluðu çýplak girer yataða…
Kabuslarýn intikamý yastýklarda yaþar
Barýþýn elçisi melekleri öldürenlere itaat eden þeytan
Sadýk hizmetçisine bir ampulün dibinde dua eder
“Tanrýný öldürdüðüne bana inandýrdýðýn an bu dünyayý sana sunacaðým.”
Tanrýnýn yerdeki merhametini satanlar
Bedeninde gezen kurtçuklarýn kendilerine bir lütuf olduðunu anlamadýlar
Cehennem köþkü þimdiden kuruldu bu yüzden
Oysa dokunsaydýlar dýþarýdaki otlara
Bu kadar yanmayacaktý yürekleri
Araflar kýsa ince kýl köprüler ve iyi ki varsýn ey cehennem…
Ey Tüm Tanrýlar ne kadar çýldýrýrsanýz çýldýrýn
Ben güzel bir þarap içtim içimdeki tapýnakta kutsanýrken
Yakýn yakýn benim içimdekileri…
Meryem aðlamasýn biri gelip beni öldürsün
Ya da sen gel çýldýrma gel hükmünü ver
Aksarsa dilim kes düzense yak da kavur beni de
Ama þeytanýn dokunuþuna býrakma beni