Umudun senfonisi
0
yalnýzlýðýný sev
çünkü baþka gerçeðin yok…
I
dev gökdelenler
ruhsuz reklam tabelalarý
birbiri ardýna dizili evler
uzayan demir yollarý
gecenin çöken sisi ve dolunay
içimizden sonsuzluða uzanan gökyüzü
ayak bastýðýmýz yeryüzü
ve içimize doðru büyüyen bir sahil
akþamý selamlayan ufuk çizgisi ve martýlar..
sokaklarýn bir bir yanan ýþýklarý
büyüler, büyücüler, tektipçiler
meczuplar ve muktedirler
ne anlatýyor dersin çaresizlikten solmuþ yüzlere?
sabahýn ilk ýþýklarýyla
metroda, otobüste, vapurda
sokaklara akan gürültüsü iþçilerin
dalga dalga çoðalan bu insan seli
dönüp durduklarý yaþam burgacýnda
ne anlatýyor dersin bu bozuk düzene karþý?
poker oynayan kadýnlar
evin uysal kedileri
tabiatý gereði sokaða dönen
ölen ve öldürülen sokak köpekleri
bir sis perdesini aralar gibi
tatlý bir telaþla çabucak
kendi içlerinde boðulmuþ yalnýzlýklarýný
en olasý bir gerçekmiþ gibi kusarak
hayat dolu gamzelere
yalancý gülüþleri gömüp
sahte aþk apseleri dokunduranlar ne?
ve þehri bir bit ordusu gibi kemiren
neon ýþýklarý, teknoloji teorisyenleri
kimyasal gýdalar
aný yaþayan ve anda kaybolan
aranan, unutulan ve kaybolan
aþktan ve sevdadan uzak algýlar ne?
sonra içimizde ki ve dýþýmýzda ki ölüler
hepsi yerin ve zamanýn sesini taþýyan
sonsuz bir ruhun son havarileri
-düþlerim ki yitik bir kara parçasýdýr
yalnýzlýðýn ütopyasýnda
her an bir þeylere dönüþüyor olmamýz
bir baba-oðul benzerliði midir?
ayný zamanda birbirine zýt
ayný zamanda birbiriyle sürekli..
þarkýmýz hep en içten
gözlerimiz hep en uzak
zamanýn büyüsüyse bizi boþluða iten
sesimiz zamanýn bir parçasý olmasýn?
yaðmurda ýslanan bir serçenin
kuruma telaþýný hatýrla
yanlýþ yer tutmuþ bir matadorun
boðayý delirten öfkesini
ey içimizin iyimser belleði
çok mu yabancý duruyor yüzümüzdeki suskun gerçek
nedir? bu, boþ vermiþliðin esrikliðine
kapýldýðýmýz korkular
bunu da kaldýr at içinden.
II
yükünü aldý gidiyor bir uzaklýk
uzayan gölgemin peþi sýra
bir hayalin güzergahý üzerindeyiz
yolumun üstü dikenli
yol kenarlarýnda yasemenler..
evet, burada duralým istiyorum
seni unuttuðum yer burada bir yerde
bir göðün dibinde
burada durmalýyýz
burada soluk alýr ölüler
toprak burasý
sözün özü bu iþte
her þeyi uyandýrabiliriz aslýnda
nasýlsa her rüya gerçektir biraz
gecenin ýslak gürültüsünden
sabahlara karýþan
içimizin hararetine bir çay sebep
baþýmýzýn aðrýsý hep yokluktan
zorunlusu olduðumuz her güne kýrgýnýz
oysa sevinçler ne kadarda yerli yerinde
beton yýðýnlarý içinde daralan ruhlarýmýz
uzayýp giden þu gökyüzü gibi
yüzünün mahmurluðunda ki sevinç
siyahýn içinde ancak bu kadar maviyiz
bu dinginliði insanlarýn yüzlerinde aramak var bir de
bunu yapraklarda ki çisi de görüyorum
ve topraðýn insani kokusunda
korkarak annesine sýðýnan bir yavru kedinin sýcaklýðýnda
siyahýn hep derin bir manasý var beyazýn gerçeðinde
beni yenilmez kýlan da bu, yalnýzlýk denen illete
ben nerede öldüm bilmiyorum.
Meriç Aydýn
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.