Senin olmadığın yerde
Sensizliğin ihtimalsizliğinde
Gözler bilinçsiz bakar, rastgele.
Alışkanlık işte…
Sen varken hayata severek bakardım.
Sen yoksun ya, sevgili bakışlarım da yok artık.
Sen gittiğinden beri içimdeki çocuk kayıp.
Mevsim Kış,
Seninle dört mevsimi Gülbahar yaşadıktan sonra,
koyuyor soğuk…
Düşlerim yağıyor sokaklara, bembeyaz bir örtü
Mümkünü yok ya, geçersin de, izleri kalır ayaklarının.
Belki…
İzlerinde bulurum seni ya,
Meçhuldesin, uzak bir meçhulde,
Nasılsın, kiminlesin, canın sıkılıyor mu, üşüyor musun?
Ekmek kavgasında mağlup musun gene hayata?
Gene beni düşünüyor musun?
Ben çok kötü durumdayım,
yalnızım,
can sıkıntısından ölmekteyim
ve evimin sobasını yakıvermiyor kimse
ve ben hayatın tüm kavgalarında hükmen mağlubum…
Gözlerindeki sevgi,
dudaklarındaki gülücük bedeldi her şeye
Nasıl da alt ederdim tüm zorlukları.
Nasıl ki kapattın tüm kapılarını açmamacasına
Kolum kanadım kırıldı,
Yokluğun büyüdü yıllarıma,
Dönmeyeceğini bile bile…
Gidip de dönülmeyen bir meçhuldesin, çok meçhulde!
Ama ben sana özlemimi hep/çok büyüteceğim.