üst üste üç karanlýk gölgesi ve merdiven boþluklarýnda zihin, sinsi bir göz meraktan, olmayan durumlarý varsayan meraktan o gözün mesaisi ve anlamsýz ki, bir rasathane keskinliðinde zelzeleli bir akýl
çenesi düþük sessizlikte atom gibi vuruyor gözüme herþey içerisi beter, ipe götüren kaside aitliðinde içerisi korunaksýz... yalnýz duvar, yalnýz bölmeli, hücremsi bir iki kitabýn yeri belli o kadar, yastýk altý, gözyaþý damgalý korku yanýðý, kendi ölüsünün musalla tanýðý
azalmaya baþlýyor herþey... çoðalmaya baþlýyor herþey hangisini daha itinalý yapýyor herþey aklýmý neden zorluyor herþey... içerisi beter hani ya, cehennem dýþarýsý kedi kovalayan arsýzlar küfrü haketmiyor mu þimdi? yargýç, kural deðiþken, düzen mi? her göz sorgu lambasý, tecrit, suçlayýcý, kodaman, ardýç katraný dýþarýsý...
gidin omuzlara daha sert basýn, daha kolaydýr size doðumunuzdan þüphe duyuyorum bazen sanýrým zembile demir omurgayla fýrlatýldýnýz afedersiniz mi demeliyim böyle konuþtuðum için konuþtum mu hayýr monolog bu, içimdeki aðýzlar ve ben kim bunlar, karanlýkta yarasa, ýþýkta þeker tutucular tumturaklý adlarý var, suratlarý saðýr eden
uzun bir geçmiþi var yeryüzünün ve çeliðe sert olduðu öðretilmedi deðil mi gökyüzünün gözleri ne çok ölüm gördü hala mavi þimdi yýrtýp uðultulu savaþ efsanelerini bir þarký söylemek lazým...
Sosyal Medyada Paylaşın:
_ayfer Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.