Aþkým !
Gölgeme basar gibi deðil
dudaklarýmýn kenarýnda gezer gibi yürümeni özledim
Gecenin renkleri istila ediþi gibi deðil
güneþ gözlerimden öpermiþ gibi bakmaný özledim
Avuçlarýmdan kayar gibi deðil
aþkýn sahibine dua eder gibi ellerinden tutmayý özledim
Yaðmur kokan tenini
uyurken seni izlemeyi
mahmur sesinle ismimi söylemeni özledim
Emanetim !
Adýndan baþka konuþmayan dilim
zamanýn öðütemeyeceði cümleler kurmuyor
Hayalini kurduðumuz doðmamýþ çocuk
arkamda safa durmuyor
Küsmüþ
Konuþmuyor
Gel de gamzelerindeki çiçekleri diriltelim
Kadýným !
Yalnýz adamlara çýðlýk veriyorlar
Acý
yakýcý
cam kýrýðý
On… yüz… bin… çýðlýðý dudaklarýma sürseler
Sen aklýndaki ruhundaki gönlündeki uçurumlarý
yýrtmama izin vermedikten sonra
ne farkeder ?
Kefenim !
Ýþlemediðim cinayetlerle yargýla beni
Dahlim olmayan suçlar yükle sýrtýma
sorun deðil
Sen yoksan Özgür/lük ruhumda istenir deðil
Kýlýcýn bileklerimi vecd ile kesse de
Râzý/yým
Vazgeçmem ismindir zikrim
sevdiðini anmasý gibi peygamberin
Ayetim !
Gökkuþaðýnýn renklerine dokundum… ateþe sokuldum…
güneþe baktým… yaðmurlarý saydým… topraða yattým…
Hayýr…Hayýr…
Ben Rabbin tekliðini
ve beni sevdiðini
senin yanýmdaki varlýðýnla anladým
Kutsalým !
Ýlk/im !
Elif harf/l/im !
Beni ateþle sýnadýn… suyla… toprakla… zamanla…
varlýk ve yoklukla… karanlýk ve aydýnlýkla…
Göðsümün siperi mi zayýf geldi ?
Parmaklarým mý çeliktendi ?
Oysa Mum ýþýðýnda yaðmur sesli hikayeler biriktirenim ben sana
Karabasanlarla dolu rüyalarýný gelin duvaðýyla deðiþtiren adamým
Göðsüne huzur dökenim
Saklý izine yüz sürenim
Nefesim !
Her sabah uyandýðýnda
hayatýn yaðmalanmýþ gibi hissettiren ne varsa
“hani ellerinde yorgun kýpýrtýsýz bir kalp tutuyormuþsun gibi hissettiren ne varsa”
silmeme izin ver
Ýzin ver kozaný yýrtmama
ki varlýðým dokunsun kelebek oluþuna
Râzý (Özgür SARAÇ) Denizli