Papulya VI
acýlarla yoðrulmuþ tüm yüzler sanki,
bir çocuk, kirli yüzüyle etrafýnda olan bitenleri izliyordu .
elinde bir lokma ekmek ,
ayaklarý yalýn ,
pantalonun dizleri yýrtýk ,
yollar çamurlu .
gökyüzünü gri bulutlar kaplamýþ halde ,
hava sanki biraz serindi Lazona’da .
ince bir yaðmur çiseliyor ,
az ileride teneke içinde ateþ yakýlmýþ ,
bir kaç çocuk ellerini ovuþlayarak ateþ etrafýnda ýsýnmaya çalýþýyordu .
biraz ileride yalýn ayaklarýyla baðdaþ kurmuþ yaþlý bir nine ,
bir lokma ekmek dileniyordu . .
yüzlerine Lazona’nýn hüzün atlaslarý çizilmiþ ,
ve yanaklarýnda buselerden örülmüþ bol cetvefilli gülüþleri silen kimlerdi ?
Lazona sis bulutlarýnýn arasýndan doðan kýzýl güneþ gibi ,
Karanlýk þafaklarýma doðuyor sanki .
yazgýlarýnda yaralý þafaklar ,
peþi sýra dizilmiþ on binlerce insan .
sokak aralarýnda kurþunlara dizilen çocuklar ,
yaylalarda tecavüz edilen kadýnlar ,
evlerinin içinde kundakta boðazlanan bebeler .
yaþlý dedeler ve nineler meydan ortasýnda öldüresiye dövülmeleri ,
gök gürültüsüyle daðýlan hanginizin sesiydi Ey Lazona ?
avuçlarýna çizilmiþ kaderleri ,
yol boyu tozlu yollarda ilerliyorlar . .
tüm ezberler bugün bozuluyor ,
tarih sayfalarý yeniden yazýlýyor . .
ezberlenmiþ bir sürgün þarkýsý deðil anlatýlan .
Papulya ,
o sürgün dolu yýllarý Malta adasýnda küçük þirin evinde kaleme alarak anlatýyordu .
’’bir sürgün aðýdý gibi yollar’’ diyip ,
kalemi elinde döndererek kahvesini içiyordu Papulya . .
’’ tozlu yollarda yalýn ayaklarýyla ilerleyen yaþlý bir ninenin sýrtýndaydým o gün ,
Ermeniydi nine ve tanýyordu beni .
sarý saçlarýmý okþar ,
yandan arkaya doðru saçlarýmý örerdi .
türküler söylerdi sonra ermenice ,
ben baþýmý dizlerinin üstüne koyardým,
o sesindeki inceliði tadardým .
bulutlar üstünde olur ,
gökyüzünün yedi rengine kadar fýrlardý yüreðim .
öyle bir duygu ,
öyle bir haz olurdu ki ,
tüylerim diken diken olurdu .
þimdi ise sürgün yollarýna düþmüþüz ,
benim haberim yoktu
sürgün ne demek ?
katliam ne ?
ölüm ne ?
cinayet ne ?
neden buradayýz ?
neden yürüyoruz arkamýza dahi bakmadan ?
ne zaman baþýmý hareket ettirsem ,
ninem kafamý tutar geriye bakmamamý istemezdi, neden?
ben köyümde yaþamayý istiyorum ?
niye bunca insanlar aðlýyor ?
madem bu kadar seviyorlar köylerini ve yurdunu,
neden dönmüyorlar köylerine ?
yaþlý nine cevap vermiyordu
sadece aðlýyordu ,
’’ bennem’’ diyiyordu omuzlarýný silkiyordu nine . . ’’
bir el bile yoktu sýrtýmýzý sývazlýyacak ,
bir el bile yoktu acýlarýmýzý silecek ,
bir el bile yoktu göz yaþlarýmýzý dindirecek .
yalnýzdýk .
tozlu yollarda ilerliyorduk belli belirsiz adýmlarla. .
Lazona geride kalmýþtý ,
Ermeni nine geriye dönerek bakýyordu ,
iç çekerek aðlýyordu sadece .
herkes geriye dönerek bakýyordu Lazona’ya ,
Lazona yanýyordu . .
kara dumanlar yükseliyordu þehirden ,
kadým kent , kadim diyar yanýyordu .
sürgünlere gönderilen Ermeni ve Rum halký geriye dönmüþ
hüngür hüngür aðlýyordu . .
baþlarýnda Laz süvariler
bir orkaya doðru atlarýný geriye sürüyorlar
bir ön tarafa deðin dört nala koþturuyorlardý
aralarýnda bir Laz daha vardý
elleri arkadan kelepçeli
ayaklarýnda aðýr bir gülle ..
boynu dik yürüyordu
gözleri daðlarýn ardýný delercesine
güneþin doðduðu yere doðru bakýyordu
Bafra kalesinde Partizan Eleni’nin can yoldaþýydý
omuz omuza savaþarak geçit vermedi çetecilere
amansýz bir pusuda yakalanmýþtý isimsiz Lazonalý kahraman ...
Zifona orta sýralardaydý ,
annesinin ellerinden tutmuþ halde yürüyordu .
bir gece kaçaðýydý gözleri ,
kap karaydý gözleri .
ayder yaylasýnýn limon bahçelerinde derin bir limon kokusuydu teni
ve nefesi serin nane kokusuydu . .
bem beyaz papatya çiçeklerinin arasýndan yürüyerek ,
yamaçlara ayaklarmýzý uzattýðýmýzda ,
Zifona’nýn ellerinde bir gelincik çiçeði , bir de papatya olurdu .
þimdi tozlu yollarda yalýn ayaklarla ,
yok oluþlara yürüyordu .
Renas Tutaste
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.