Gök Gürültüsü Nedir ?
gök gürültüsü nedir ki,
belki onlarca kapýnýn çarpmasý. Küt, küt.
belki onlarca askerlerin ayaklarýný asfalt zemine vurarak yürümesi.. Rap Rap.
ama bu ses, o ses deðildi.
gökyüzünde þavkan beyaz kýrbaç.
önce sesini duyurdu,
sonra sakladýðý yüzünü gösterdi.
etraf gri toz bulutlarýyla sarýldý birden
dalgalar dev gemileri dibe çekerken,
beyaz bulutlar þehri örtüyor son bir gayretle.
gökyüzü sonkez maviliðini gösteriyor
saklayamýyorlar renklerini.
kabarta kabarta sallýyor beyaz mendilini,
üfleye üfleye karaya sürüyor
sandallar ve gemiler rotasýz bu gece,
yalpalýyorlar dalgalarýn hiddetinden.
bugün, göz gördüklerinden þaþkýn,
kulak duyduðuna yabancý.
bu þimþek deðil, öfkenin ta kendisi.
geçitler açýlýyor göðün tavanýnda.
beyaz tüyden kanatlarý,
uzun kuyruklarýyla binlerce kuþ.
kýrmýzý sarý tüyler çevrelemiþ siyah gözlerini.
mor gagalarýný açtýkça
sersemleten bir sesle iniyorlar, küme küme.
deviren,
yýkan,
öldüren bir güç.
hayýr, bu bir göç deðil.
kim açtý ölümün kapýlarýný?
dünya barýþý yaþayamadan yok oluyor
mazlumlar gülemeden ölüyor
haralarda atlar çitleri yýkýyor.
çimenler fýrlýyor saða sola atlarýn nallarýndan .
yelelerinde vakitsiz bebek aðlamalarý,
böðürleri ha çatladý ha çatlayacak.
ýrk ýrk insan akýyor sokaklara
her dilden konuþan insanlar
dünyanýn son gününde silahlarý susturdu
köprüler dizüstü çökmüþ.
yollar damar damar kuruyup çatýrdýyor,
kan yok.
bugün, umut yok , aþk yok.
ayçiçeði boyun büküyor kaçan güneþin ardýndan.
özgür kadýn mýsýr tarlasýnda özgür
dükkanlar kilitsiz
hýrsýzlar hýrsýz olduklarýný unutmuþ bu gece
soruyorlar, ’hangisi ? ’
yel deðirmenleri yorulmaksýzýn dönüyor,
iþçiler tarlalarýný sürüyor
köylerden, kýrlara .
kýrlardan, kentlere
þehirlerden, metropollere
ütü yapan kadýn evinde yok
sokaklarda aç aç yalýn ayaklarýyla dolanan çocuklar yok
aðlayan böðrünü patlatýrcasýna dövünen analarda yok
isyanlarýn bileþkesinde yollarý kesiþen toplumun
devrimin gölgesinde sokaklarda , meydanlarda insanlar .
þehre tepeden bakan gökdelenler baþlarýný eðiyor topraða.
bugün, kibir yok.
göðüslerinden sütü çekiliyor bir annenin, kuruyor Fýrat ve Dicle.
sarý sarý süt diþleri ýþýldýyor nehir yataðýnda, gören yok.
soruyorlar, ’ hangisi ? ’
insanlar ölüyor
insanlar yok oluyor
dil yok oluyor
çocuklar ölüyor
hangisi diye soruyorlar..
þehir artýk bilinen þehir deðil bu gece.
korku ve kaçýþ, ter ter alýnlarda.
teslim olmuþ Bahozlar ahmedler Ýsmailler nerede ?
yolcu olduklarýný bilmeyen yolcular, bölük bölük.
eller sarhoþ, valizler gardýrobun üstünde.
yüksüz bir göç var bu gece.
her þey sizin olsun her þey..
kýrmýzý sarý tüylü kuþlar saçtýkça alevlerini tutuþuyor üç yüz elli yýllýk çýnar aðacý.
yapraklarýn kimi kavrulmuþ yerde, kimi kurtulmuþ.
oysa yorgun bir ihtiyar dinleniyordu gölgesinde az önce.
göðsünde bir bakýr madalya
zamanýnda altýn diye yutturulmuþ savaþ gazisi olmuþa ,
soruyor deli deli koþanlara ’ Nereye evlat ? insan bu cennet vatanýndan kaçarmý böyle ’
genç bir çocuk gülüyor
cevap vermiyor
cevaplar yok bugün
baþýnda beyaz yazma
bir ana aðlýyor yavrucaðýna bakarak
elleri semada dua ediyor ’biz ölelim biz hak ettik ama bu kuzularýmýz hak etmedi’
kim bilir kaç kez görmüþtü iyi ve kötü yüzleri.
piþmanlýklarý yeni umutlara gebe;
kim bilir kaç kez gidip dönmüþtü iyi kötü yollardan.
bugün, piþmanlýðýn dönüþü yok.
terk edilmiþ kamyonlarda kasa kasa domatesler, pýrasalar, patlýcanlar.
dizilmiþler tesbih tesbih dükkan önlerine
baþlarýnda imame yok, þoför yok.
hani nerede yaðmacýlar ?
rüzgar estikçe bomboþ kiliselerin çanlarý çalýyor, ritim yok.
minarede müezzin yok.
nerede cemaat ?
nerede fatihalar, naslar, felaklar ?
nerede kutsal kitaplarýn toplumsal sözleþmesi ?
þehirde bir kiþi yataðýndan doðruluyor
uyku kýrýntýsý, gözlerinden çapak çapak sarkarak
dilinde yarým kalmýþ bir besmele
küt, küt sesleri hala týrmalýyor kulaklarýný
hala gözlerinin önünde yýkýk dökük bomboþ sokaklar
hala yaþlý savaþ gazisi dedenin sorusu kulaðýnda çýnlýyor ’ nereye evlat’
nereye
nereye gidiyor insan
kapý çalýyor
Kapýyý açýyor, ekmekle gazeteyi tutuþturuyor biri eline.
manþette cevabýný buluyor ’Kafalarý Hiç Deðiþmiyor’
pencereye yürüyor aðýr aðýr.
deniz çarþaf gibi, hava güllük gülistanlýk.
komþu çocuðunu gezdiriyor,
bir dede sabah yürüyüþünde.
gecenin yorgunluðu hala bedeninde,
ellerine bakýyor
nasýrlý sýzlýyor
yüzü solgun sönük cizgileri derin
çöküyor koltuða.
elinde ankesörlü telefon, soruyor.
’bu rüya hayýr mý þer mi ?’
Renas Tutaste
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.