Papulya V
Lazona’da mevsim sonbahardý ,
Aðaçlarýn dallarý, artýk yalnýzlýða hazýrlanýyordu .
Yapraklar bir bir yerlere düþüyordu ,
Rüzgarlarýn esintileri, aðýr bir roman gibi
Estikçe yürek sayfalarýný acýlý mazilere çeviriyordu
Estikçe rüzgar iliklerine kadar soðukluðunu hissettiriyordu .
Elleri ceplerindeydi Zifona’nýn ,
Sahil kenarýnda yürüyordu .
Zamaný dolmuþ yaparaklar, yerlerde uçuþuyordu .
Çaresizdi yapraklar ,
Rüzgar estikçe, sürüklenerek bir oraya, bir buraya sürülüyordu .
Karadeniz daha bir asiydi . .
Dalgalar kayalara çarptýkça,
Zifona’nýn anýlarý depreþiyordu beyninin içinde .
Karadeniz durgunluðunu bozmuþ ,
Asiliðini bir kez daha gösteriyordu .
Kesitler geçiyordu aklýnýn dar odacýklarýndan
Zifona mazinin ince kýyýlarýnda sürüklenen
Akýl tutulmasý travmalarýný yaþýyordu gene
Lazona’da yaþanan o kara günleri
Bilen insanlar
Þimdi Trabzon’un bilinen ,
Ama en mezra köþelerine çekilmiþ
Gündüz müslüman olan, gece zorunlu Hristiyan olan gizli Rumlardý. . .
’’ Lazona’da kara günler,
Hiç bir zaman tarih sayflarýnda yer almamalýdýr ! ’’
Diyen Mustafa Kemal’in fedaisi Topal Osman’dý ...
Topal Osman’a ilthafen Mustafa Kemal
Samsun çýkarmasýnda ;
’’ Kürtler , Lazlar , Ermeniler ve Rumlar.. Kesinlikle bir birinden ayrýlmalýdýrlar..
Çünkü kuracaðýmýz Cumhuriyetimizin tehdidini oluþturuyorlar ..’’
Lazona yeþilli daðlarýn ,
Ve daðlarýn boynuna gerdanlýk gibi dolanan
Bembeyaz sislerin ,
Aðaçlarýn ve sulak yerlerinin bol olduðu kadim bir diyardý .
Kurumuþ bir yaprak gibiydi o dönemlerde halklar
Oysa ;
Lazona’da yemyeþil bir aðacýn dallarý gibiydiler .
Yemyeþil daðlarýn ovalarýn bol olduðu bu topraklarda ,
Nehirler, o kara günlerde kýzýla boyanýlacaktý . .
Sadece bilinen 353 bin Rum ,
2 milyon ya da daha fazla Ermeni yok edilecekti .
Ne Rum kaldý ,
Ne de Ermeni o kadim topraklarda þimdi . .
Laz , Rum, Ermeni ve Çerkez halkýnýn
Derman bulduklarý o dallarý ,
Terk etmek zorunda kalýyorlardý .
Peþi sýra dizilmiþ milyonlarca insan ,
Kapý komþularý ,
Ayný evde koyun koyuna uyuduklarý ,
Kapýlarý dahi ardýna kadar açýk olsa ,
Kimse kimsenin malýna ve canýna gasp etme niyetinde deðildiler .
Ayný diyarda koyun koyuna yaþýyan ,
Ayný diyarda halaylar ve horonlar oynadýklarý ,
Ayný anda sað ayaklarýný topraða vurduklarý ,
Ayný suyu ,
Ayný ekmeði bölüþüp yedikleri diyardý Kadim Lazona . .
Peþi sýra dizilmiþ bir halk þimdi ,
Rengarenk dilleri , kültürleri olan ,
Ayný diyarýn kadim halklarýydý Ermeni , Rum , Laz ve Çerkez halký . .
Lazona’dan beri sürgüne gönderilen halklarýn tepelerinde uçuyordu
Atmacalar ve martýlar .
Bir güvercin , kuru bir aðaç dalýna konaklayýp ,
Üzülmüþcesine boynunu eðiyordu .
Kuþlar dahi bu duruma hüzünleniyorlardý belkide .
Kadim toprak Lazona . .
Sesizdi ,
Sokaklarda deli gibi koþuþturan ; Rum ve Ermeni çocuklarý yoktular . .
Tulum çalan bembeyaz sakallarýyla Ermeni dede ,
Evinde alnýndan vurulu bir þekilde yüzü koyun yatýyordu .
Kanlar kilimin üzerine yayýlmýþ ve kurumuþ haldeydi .
Duvarlarda asýlý kalan çerçeveler yerlere düþmüþ ,
Camlarý param parçaydý .
Bir kapý, rüzgarýn esintisiyle sertçe kapanýyordu .
Sonra gene açýlýyordu ,
Bir kadýn görünüyordu odanýn içinde ,
Kendini tavandaki direðe asmýþ halde sallanýyordu .
Elleri , Ayaklarý mos mordu . .
Üstü yýrtýk haldeydi .
Bir çocuk kundakta boðazlanmýþ
Kanlar içindeydi . .
Lazona sessizdi ,
Lazona Kan aðlýyordu . .
Kimsenin umrunda deðildi .
Tarih sayflarýnda iþlenmeyecekti .
Kurban bir halk aranýyordu .
O kurban halk Rum ve Ermenilerdi . .
Türkler her zaman masumdu ?
Onlar asýrlardýr ezilmiþlerdi ?
Onlar yapamazdýlar . . ?!
Rüzgar esiyordu Sertçe ,
Zifona’nýn dalgalý saçlarýný geriye doðru yatýyordu .
Yüzünde bir soðukluk oluþuyordu . .
Aðaçlarýn dallarý kýpraþarak yapraklarýný düþürüyordu ,
Yapraklar aðaçlarýn saçlarý gibiydi . .
Zifona’nýn ömrü geçiyordu ,
Titrek elleri sigara paketine gidiyordu gene .
Cebinden çýkardýðý bir dal sigarasýný dudak aralarýna götürdü ,
Bir rüzgarýn sert esmesiyle, dudaklarýnýn arasýndan düþtü sigarasý .
Lazona kara günlerini yaþamadan önce . .
Canlar ve cananlar akýp gitmeden önceleri ,
Lazona’da hayat bir baþkaydý ..
Yaþamak, neþeydi .
Gülmek bambaþkaydý her renkten gülüþler ve kahkahalar vardý .
Meþe aðaçlarýndan evleri, doðayla bütünlük içindeydi .
Dar ve labirent sokaklarýnda misketler oynayan çocuklarýn neþeleri baþkaydý ,
Kapý önlerinde oturan Rum , Ermeni , Laz kadýnlarý tulum ve kavallarýyla türküler dizerlerdi masmavi gökyüzüne bir bir .
Daðlarýn boynuna sarýlmýþ gerdanlýk sis bulutlarý daðýlýrdý
Ermeni bir nine sokaklarda koþuþturan çocuklarý yanýna çaðýrýp , þekerlemeler verirdi .
Ak sakallý Ermeni dede, tulumunu alýr Ayder yaylasýna koþardý
Genç delikanlýlara tulum çalardý .
Lazona’da hayat, yaþamaktý .
Güler yüzlü insanlar ,
Kadim topraklarýndan sökülerek ,
Kayýp coðrafyada ,
Geriye kalan bir tek adlarý kalýdý .
Kuþluk vakti kara gölgeleriyle geldiler Lazona’ya ,
Silahlarýný doðrulttular ,
Gözlerini kýrpmadan kurþunlara dizdiler . .
Geriye kalan bir kaç insan ,
Peþ peþe bir birlerine baðlanarak ,
Kurak topraklara sürdüler .
’’ Sonrasý karanlýk bir roman
Orman boylarýnda bir ölüm ’’
Renas Tutaste
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.