bu kýþ cok uzun sürdü
ayaklarýný sürüyerek yürüyen inatçý çocuk
infaza gider gibi bir masum
öyle beyaz ve sisli...
saydýn mý Delâl?
çentik attýn mý duvar kaðýtlarýna
kuþlarýn kanatlarýný maviyle doldurdun mu
gökyüzü çizdin mi düþlerinin küf kokulu hücrelerine
sen...
sahi sen beni unuttun mu?
her yaðmur damlasi sen, kar tanesi
rüzgarda narin sallanan yaprak
tenimi okþayan güneþin sýcaklýðý
ve gecelerimi süsleyen en parlak yýldýz
baþýmý yasladýðým yastýðým, üzerime sardýðým yorganým
sen Delâl
sen bir kalbin son duraðý
ve kanayan yarasýsýn
bilmem kaç çýð düþtü takvim yapraklarýna
bilmem kaç buzdan tabut okþadý ayaza kesen þakaklarýmý
ellerinin parmak uçlarýmdaki sýcaklýðý olmasa
ve güneyli bir rüzgar dansa kaldýrmasa aðaran saçlarýmý
ölünce unuturdum seni....ölünce iþte anla Delâl
sessiz sedasýz gittin
belkide ben böylesini hak ettim
öpemedim gözünün karasýndan, koklayamadan baharý saçlarýndan
bir "veda" kelimesini dudaðýmla silemeden aðzýndan
söylemeden
söyleyemeden ....bazý þeyleri
ben masal bilmem
unuttum Delâl...ve zaten hepsi yalandýlar
sana her gece usanmadan ayný þiiri okuyabilirim
ayný umutlarýn ýþýðýnda
kar tutarken kirli sakallarým
kan toplarken ellerim
son þiiri hiç bitiremeyen Þehriyar
uyursam
Ýstanbul vursun beni
ve kalbinin en sýcak köþesine þiirlerle gömsünler
gül kokulu sevgimi
mezar taþým i mgeler
HaSan