KANZEHİR
**
Taþýn soðuðu yanýyor yüzünde,
içindeki karanlýk kuyuya baðýr, hayatýn yankýsý geri dönsün
her kelimede aðzýmýzýn içi kum, hangisini tükürsek
gecenin içi oyulup esmer bi gülümseme konulmuþ yerine
gözlerin daðýnýk, göðsün mermer
siyah bir at gibi vurulup düþüyor,
kýyýlarýndan geçiyor yaþam
üstündeki karanfil kurumadan
Açsýn, oysa bütün dallar uzakta
Susuzsun, denizler çekiliyor
Vedasýn, kýpýrdanýyor dudaklarýn
An, çeliktir saplanýr alýnlarýn ortasýna
Nerede olsalar tanýrýz bundan böyle
Uyumaya gider gibi erkencidir çocuklar…
Bir hayat kýrýntýsý zaman, varla yok arasýnda
kanýný sakla avuçlarýna
sakalýna yýldýz takmadan
güzel güler bazý adamlar, bazý adamlar güzel ölür
þimdi hiçbir yerde deðilsin gibi
artýk buraya uðramaz yaðmurlar
Söz, bozguna uðramýþ komutan,
susmak ki en büyük çýðlýk içimizi deviren
bu nazenin karanlýk yetmez
üzerini örtmeye
hiçbir çukur “kanzehir” le dolmaz
bu kurþun, bu tekme, bu hiçbiri deðil getirdiðiniz
canýma batýp çýkan bu öfke
dirilecek daðlar, kabaracak sular
daha kuvvetli, ben gidince
Kaybolduk biz, harita da sensin, yol da
kuþlar çýrpýnmaya gitti, belleðimiz uçmaya
onlar mý
dinamit oldu, barut oldu, lacivert bir pusuydu
kapýmýzý açmasak ta içimize dökülen yanýk
süt kokusu
uðraþmak gerek kaldýrmak için göðün silahlarýný
ve tanýnmamak acýyý paylaþýrken
Semavi, derin, uzak bir yol
öyle pür ve telaþsýz
dikenli tellerle çevrilmiþ, dokunulmasýn
giderken gülüþün yakanda duruyor.
Bir haziran türküsü yüzümüze patlayan
Bu utancý nereye koysak
Kendine yer bulamýyor.
Bütün diller yokuþ, boðazýmýzda týkanmýþ vakit
Bir ezan sesinde kalkmýþ üstümüze atýlan toprak
Yeni kavgalarýn yumruðu olmaya gitmiþ
O terli avuçlar
Akbabalar bölüþüyor sokaklarý
zapt edilmiþ hürriyet, yýkýlan devir, toz duman nefes
çýkýp göðsünü gösteren biri, ölüme adres
oðul vazgeç, kehribar döþeðine koyar anan baþýný
boynun gül yastýklara uzanýr
belki yarýn diye bir þey vardýr….
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.