Boþalmýþ yerle gök ruhundan yoksun
Uzanmaz kollarým yanýmda yoksun
Anneme,
Þen deðil buralar gittin gideli
Dolmaz dolmayacak yerin bir daha
Geçmiyor yaralar yittin yiteli
Solmaz solmayacak bu nasýl yara!
Üstümüzde varsa bir baþka âlem
Hakikat þehrini yoklar mý elem
Dar gelen dünyada geniþ el-âlem!
Ölmez ölmeyecek atýyor nara
Acý-tatlý günü bizde yaþadýk
Ölümü unutup candan boþadýk
Vakti gelen kula olmuyor sadýk
Olmaz olmayacak sokuyor zora
Dünya yolculuðu panayýr yeri
Gezip tozup gören gidiyor geri
Azrail önceden vermez haberi
Salmaz salmayacak çýkýyor kura
Ýbret; hadisede her dem fasýlsa
Baþý secde görüp beþ vakit kýlsa
Ýçi küfür dolu harap nasýlsa
Gülmez gülmeyecek geliyor sýra
Kendini bilmekse susalým biraz
Sabrý sükûn edip pusalým biraz
Acele kelamý asalým biraz
Almaz almayacak tartmýyor dara
Sularda görünmez izler semavi
Rabb’e dönük her þey kavlinde kavi
En masum renklerden olsa da mavi
Kalmaz kalmayacak beyazla kara
Yaprak bile açsa olduðu dalda
Sararýr emirden budur kuralda
Ölümsüz yer söyle, olsa; kral da
Bulmaz bulmayacak geçersiz para
Bir lahza kal artýk yorgun sinede
Yüreðim kendinden aciz hanede
Anlatýr bir þeyler hayat, yine de
Bilmez bilmeyecek acýyor þura!
Nezahat YILDIZ KAYA