Bilmem nerden baþlayýp, kime nasýl anlatsam
Târifi dile çile birþeyler baþka bugün.
Yâd ederek mâzinin kulaðýný çýnlatsam
Çöker gönül sarayým, gam dolar köþke bugün.
En güzel hasletlerin kýrýk kolu kanadý
Ya sýrtlarda hançer var, ya kalplerde yivli ok.
Vefânýn, cömertliðin dolmuþ artýk miâdý
Dostluklar kan kaybetmiþ, sohbetlerin tadý yok
Yük olmuþ çehrelere bir lahzâ gülümsemek
Kime dokunsan dertli; göz selini salýyor.
Dile zül müdür, nedir, dosta "merhaba" demek?
Uzanan el çoðu kez karþýlýksýz kalýyor.
Farkýmýz vardý oysa, onca farklý milletten
Paylaþtýkça artardý, neþemiz, sevincimiz.
Fersah fersah kaçardýk küslük denen illetten
Mevsim kýþ olsa dâhi, üþümezdi içimiz.
Her hedef bize yakýn, renkli idi düþümüz
Sadâkatin, mertliðin kitabýný yazardýk.
Dostluðumuz doyumsuz, içtendi gülüþümüz
Umut ile bir olur, ye’se mezar kazardýk.
Bilmem ki nedir bizi, bizden alýp götüren
Üvey bir evlat gibi, yâdellere býrakan?
Yoksa bir tek ben miyim, umudunu yitiren?
Âh edip, iç çekerek her gün ufuða bakan?
Ne zaman meltem esse mâziden serin serin
Anlarým ki dil âh’a, mendilim göze yakýn.
Vakit yine o vakit! Yaram derin mi derin
Söndürün lambalarý, beni yalnýz býrakýn…
Mecit AKTÜRK