Bir gemi; rýhtýmdan uzak mý uzak
Yolcular beyazlar içinde; sessiz.
Gizemli bu yolda konuþmak yasak
Dostlardan ayrýlmýþ, kalmýþ kimsesiz.
Tek tip elbiseler; yakasýz, kolsuz
Ne ayaklar belli, ne el, ne de baþ.
Bir tuhaf yolculuk; parasýz pulsuz
Tükenmiþ son soluk; ne gam, ne telaþ.
Can denen kuþlara dar gelmiþ kafes
Uçarken tenini topraða satmýþ
Ciðerler almýyor, vermiyor nefes
Bedenler ebedî uykuya yatmýþ.
Dertli gönüllerde dem almýþ hüzün
Yük olmuþ yüreðe z/amansýz(!) fîrak.
Dönüþsüz yolculuk uzun mu uzun
Hiç mola vermeden; mahþer, son durak.
Rýhtýma bir gemi yanaþýr bir gün
Âleme garip bir burukluk siner
Son beþer giderken, son bulur sürgün
Güneþ elveda der, perdeler iner...
Mecit AKTÜRK