Durmadan koþ küçük Antje, gülümse
piþmanlýðýn kan kokusunda cesetler saçýlýyor
ölüyoruz bir gün, atmosfer çok sýcak
göðün matarasýnda iç çekiþleri saklý
konuþma özürlü her birimiz, ölü nedimeler bir arada
çocuklar, danslar ve yedi milyar cüce
ciddiyetle gözyaþý döküyor bazýlarýmýz hâlâ, aferin...
yanaklarýn kýpkýrmýzý, koca bir sopa, þu an uykulu gözler
dudaðýmda kirli bir kanýn pasý
alkol tavan yapýyor bu saatlerde sokaklarda
esrar bekçilerin ayak sesleri, masum bir aþk sigara
sigaradan dövüldüðümüz günleri unutmuþ deðilim
ama ayaðýn üþüyor senin, þunun þurasýnda birkaç adým
aramýzda birkaç bin cesaret, kollarýn, göðsün
seni seviyorum dersem, rüyana girerim sonra
bu iþin eðlencesi yoktu
her zamankinden
dýþýma saçýlmayan mutsuzluðun oturduðu yerdeyim
çok uzun yollar, usulca akarken damla
öteki yanýndayým hüznün, bilmem adý var mýdýr?
biraz gülelim, týrnaklarýmýzý yiyelim,
sonra saklanmaya devam eder yalnýzlýðýmýz
koþ lütfen, tarlalar arasýnda, gelincik tarlalarý arasýndan koþ
masallar uydururken ne de tatlýydýn
öylesine sakindi hava, öylesine hafif
kalbinin sesini duyabilecekti böcekler
bu kadar küçük olmasaydýn Antje
-düþtün.
bu kadar çabuk ölmemeliydin
yýkanmaktan aþýnmýþ ellerle dokunan adamlarýn pis bakýþlarýnda, solgun, narin
koparýlmayacak bir çiçek gibi duran saçlarýn
topraða gömülmemeliydi
anlatamadým
fakat istersen,
intihara sýcak bakabilirim
mesele birazcýk anlamak olduðunda
kýrýlan kalplerle kaplý küflü aþklarda
elinden tutup, papatya toplamak için
Antje,
benim küçük sevgilim
öyle þehvetli koþuyorsun ki,
kabus görüyorum,
gözlerimi vuruyor gidiþin
k
a
n
damlýyor