Henüz çok erken, günün ilk ýþýklarý Ve soðuk bir hava, Ýstanbul’un orta yeri; Deniz kýyýsýnda kýrýk bir masa. Derken oturdu kadýnýn biri. Belli ki efkârlý, Belli ki derinden yaralý. Derin bir acý gizlenmiþ gözlerinde. Öyle ki martýlar bile çoktan olmuþ sus pus Beklemekte kadýný nöbette: Kaçýncý nöbet, Kaçýncý hüzün Derin bir sýzý yakarken için için.
Sus pus kadýn, Gözleri uzaklara dalmýþ Ve bakmakta derin derin. Dalgalar öylesine sessiz Yalarken kýyýlarý Yeter ki aðlamasýn kadýn. Çehresi öylesine süzgün Aðlamaklý gözlerinde kýyýsýz hüzün.
Sabahýn bir vakti, Yeter ki iliþmesinler ona Suçlu belki de ve Acýsýný katýk yapmýþ Akan o inci tanelerine. Bir kadýn; ýssýz Ve Ýstanbul kadar yýlgýn. Ne umarsýz ne de öfkeli Çaresizliði her halinden belli.
Yalnýz en az Ýstanbul kadar Ýstanbul aðlamaklý en az onun kadar. Kuru kalabalýk tüm yaþanan Bir anne þevkatiyle Bastý Ýstanbul kadýný baðrýna. Yalnýz ve terk edilmiþ: Biri Ýstanbul, Tarihin eþsiz þehri. Biri kadýn, En az Ýstanbul kadar dertli.
Sosyal Medyada Paylaşın:
Gülüm Çamlısoy Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.