Diyalektik akýþý fark ettikten sonra elbette ki yetersiz kalýyor sözler. Ancak, kifayetsizi yeðlemedim...
Yalnýzca dört renk üzerine mi kurulu dünya? Mahkûm olmak zorunda mý herkes bu renklere? Küskünlüðü, sýrt dönmüþlüðü ve solgun yüzünle yaþama ne kadar sarýlabilir insan? Sonra, korkunç yabancýlýðý ve zýtlarla dolu bir yaþama sahip olan sevgili ne kadar yer edebilir ki yürekte?
Hep Çarþambalara mý denk gelir karamsar hayallerini dile getirmek acýlý dizelerle? Uyku tutmayýnca engel olabilir misin gözlerinin iri iri açýlmasýna? Engel olabilir misin gecenin bir anýnda upuzun kirpiklerinin gamzene düþmesine? Ne kadar dayanabilirsin yalnýzlýðýn uykusuna?
Yaþamak bir an, bir dem, bir rýza lokmasý. Kaybetmek de içinde… Kaybetmek, yeniden baþlamanýn baþlangýcý… Biraz isyan, biraz yanýlgý, biraz sevinç, biraz da hüzün… Biraz da avunmadýr yeniden bulmak…
Yaþam, bir armaðandan öte, kazanýlan bir ödüldür. “Týrnak ile, diþ ile/Sevda ile düþ ile” uðraþý verilerek… Kendimizle uðraþýmýz da bunun içinde. Ýncinmelerimiz, ihanet, unutulma ve daha birçok olgu yer alýr bu akýþta. Ýþte o zaman tutunacak dala, tutulacak ele gereksinim duyarýz.
“Yaþýyor gibi görünüp de yaþayamamak” da var elbette ki. Ne acýdýr ki, birçok insanýn yaþamýnda bu var. Dostluk, insanlýk, kardeþlik birbirine eþlik ederken, tüm insanlar bir yerde halka olacaklar, savaþ ve kin uzaklaþacak, türküler söylenecektir güzel, saf ve temiz yüreklilikle. Reddedilsek de, dýþlansak da, kötülensek de, dünyamýz ne kadar kirletilse de;
“Dostluk insanlýk kardeþlik Birbirine eder eþlik Varlýklar olmuþlar bebe Dünya sallanmakta beþik”
Özlemimiz, daha iyi ve daha güzel yaþanasý bir dünyadýr. Sevgiyle dokunduðumuz her yürekte hainlik sezmiþsek, Kangren olmuþ, karmaþýk, tatminsiz, tahammülsüz, sýnýrlayýcý bir toplumla kuþatýlmýþsak; çemberi kýrmak gerek!
Ne diyordu þair? “Bütün umudum sende…” Evet, bütün umudum sende!
Ay harmanlamýþ, içine düþüyorsun. Gecenin üçü ve ben hala yazýyorum. Aðustosböcekleri, baykuþlar susmuþ, duyulmuyor artýk tren düdükleri, korna sesleri. Kent derin uykuda, bir ben uyanýk…
Birden solgun yüzün beliriyor yere düþen ayýn ortasýnda. Titrek dudaklarýnda acýlý bir gülümseme, ýþýltýlý gözlerinde ihanetin nemi, incecik parmaklarýn baðlamanýn tellerinde geziniyor. “Aaah ah!” diye þarkýna baþlýyorsun;
“Seher yeli daðýt beni kýr beni”
Tam bu sýrada Filistin’den, Lübnan’an çýðlýklar getiriyor güney yeli. Sesindeki acýlýk güneyden gelen yele karýþýyor;
“Geleceksen bir gün düþüp ardýma Kula deðil, yüreðine sor beni”
Oysa daha sehere çok zaman var. Birden uyanýyorum düþümden. Özlemimin bahardan sonbahara düþmesi hiç bir þeyi deðiþtirmiyor ve hala sessizliði dinleyerek yazýyorum…
Gözlerinden öpmüyorum, eskirler… Bir dahaki mektubunda upuzun kirpiklerinde hüznü görmemeyi bekliyorum. Güzel gözlerinin güzel günler görmesini, güzel bir yaþamýn olmasýný diliyorum.
Süleyman ÖZEROL 26 Aðustos 2006
Sosyal Medyada Paylaşın:
Süleyman Özerol Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.