sessiz film gecesi gibi.
ortalýkta kimse yoktu…
in-cin top oynuyordu.
sokaðýn sesi modern hayatýn insanlarýný
yabancýlaþtýrýyordu kendilerine.
robotlaþtýrýyordu.
O ise,
ümit dolu gözlerle bakýyordu okuduðu satýrlara
…
“özlemin sýcaklýðýyla alevlenmiþ bir kadýn var dýþarda
ayaklarý deðmiyor yere.
burnunu çevirip,
kuzeye rüzgârý alýp kanatlarýnýn altýna
uçmayý beklerken ,
renkten renge giren yüzünün aynasýna
kan pompalayan yüreði
tatlý heyecanla
çarpýyordu.”
…
Diyordu cümleler…
…
Usulca kalktý yerinden
doðru boy aynasýnýn karþýsýna
süzdü kendini kýsýk gözlerle
ve mýrýltý halinde döküldü dizeler gül dudaklarýndan
“ Saçlarýný daha sýk rüzgâra býrakmalýsýn
ve o mûnis bakýþlarýný takmalýsýn o esnada gözlerine
ki,sözlerin acý çektirmesin sevdiðin adama…”
…
Yoksun
ve
yalnýzlýðýn en aðýrýný taþýyorum mavi omuzlarýmda…
Süleyman Altunbaþ...bafra...17 þubat 2014...saat:22:51