Dedem, "-vahýt" der köstekli saatine bakar bir taraftan "-fakýt gelip geli(r)" her öðle, her ikindi kýþlarý sobada ýsýnan ýbrýkdaki caný-kaçýk sudan leðende apdestini alýrdý, ayaklarý mesli omuzumda bekletip sunulan kimbilir kimin düðün okusu peþkirle ellerini yüzünü kurular, dualar eþliðinde ezanýn bitmesini beklerdi
baða giderdi, baharda yazda, öðle sýcaðýnda eve gelirdi o kýraç kumlu bayýrda zümrüt yeþili, ne fidanlar yetiþtirdi.
cansuyu vermek kumluktaki fidanlara hemen her ikindi en asli görevimdi
ýbrýk ya da testi. eþekteki heybeye þiril-þiril akardý mübarek Günsüz çeþme ne boyum, ne gücüm yeterdi, dolu kabý heybeye koyamazdým ama daha çok dev gibi sürü köpeklerinden korkardým. sað olsun çobanlar yardým ederlerdi..
Dedem baðdaysa, kolaydý heybeyi indirmek ilk iþi bir fidanýn dibine abdestini alýrdý Kýblesinde duvar, taþ, aðaç, olmadý yere ziplenmiþ deðnek, sakin-sakin namazýný kýlardý alnýnda secdenin topraðý, saða-sola selam verip; yüzünü sývaþlardý “kabil eyle Ya Rabbi..”.
gün geldi dedem baðýn altýndaki kumlu karpuz tarlasýna "-takadým yetmeyo çapasýna" diye, kýþ önünde badem dikti. baharýnda bir kese daha bademle “-Kumluða” dedi
çücüklerini, kýrýp, telef edecekti "-ne çücüðü len" … “-bu sene gýþ, gýþ gibi olmadý" dedi .. “-ne demiþ atalarýmýz “gar yýlý, .. var yýlý” gar yaðmadý bu sene ileþberin vay haline.. …”
"- bu sene gýþ, gýþ gibi olmadý gýþ dedin mi, don dutacak, toprak payamýn gabýðýný sýkacak don salarkana barabar; tav payamýn içine iþleyecek, ciðesini þiþirecek ciðe kabýðýný çýtlatacak daaaa! senin payamlar öyle süyecek yaa Ýbrem efendi..."
anlattý yol boyunca, anlamadýðým tafsilatlarý tarlaya vardýðýmýzda; kasýtlý bir kahýrla emenleri kazdý sanýrsýn arzýn merkezine ulaþacaktý “cücüklenmiþ bademleri” hesaba katmadan merhametsizce kazma vurdu … bir yandan;… bir yandan da; derin solukla bölünen kelimelerle boðuk boðuk konuþtu "-bu senee gýþ; ………. gýþ gibi olmadý, ya(ð)mýr-gar suyu gabýða iþleyip bille ciðe þiþecek, gabýk ýslanýp don dutacak, gün vurunca barabar çatla(ya)cak ki süðsün, deðil mi..
bak hinci hu var ya hu, hu nokda mýktar payam ucu, kendini ya(ð)mýrdan, yaþdan goruyan, gollayan dýrnak galýnnýðýndaki gabýðý sonura da i(n)sanýn daþýnan, çekicinen zor gýrdýðý hu zemzert gabýðý vahtý sahatý gelince, nassý þak ediyoru daa içinden süðüyo iþdee dünnenin hali budur. illem Guduretten “ol” denilecek dee!!!!!!! öyle… yaaa”
itina ile kýrýlmýþ payam içini uzatýp “-hunu at aðzýna bakalým.. bu da senin nasibinimiþ kii de mi.. gýrýldý”
“-aç bakalým.. senin “besmelesiz ”aþdýðýn çukurlarý, goduðun-goduk gibi duruyodur, payamlarý hinci görürsün. …… nassýý dediðim gibi mi?" .. … o sene kýþýn, kýþ gibi olmadýðýný bademlerin don tutup çatlayamadýðýný topraða gömdüðümüz haliyle kaldýðýný “bir tane bile çatlayan, fisirdeyen ” çücükleyen, süðen olmadýðýný gördük küçük çekiçle özenle çýtlatýp bademleri, açtýðýmýz emene yeniden gömdük geleceðin bademlerini..
Sosyal Medyada Paylaşın:
İbrahim Çelikli. Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.