Koca Çýnar’ýn yakýnýnda Devlet Han Camiî suratsýz bir benzinci adý üstünde Gavur Avni, “camcý cavýr” derlerdi, Ýngilterede tahsil etmiþ, ne okuduysa þimdi benzinci suçlusu benmiþim gibi gelirdi valla suratý hep eðri bir þiþe gazyaðýný konuþmadan tartar verirdi, sanýrým hak geçirmezdi,
cami arkasýndaki meydan "þe(hi)rler arasý" otobüs terminali küllükleri izmaritli içerisi, raflarý tozlu, koltuklarý eski ceberut þoförü, otobüs sahibi, þeytana pabucunu ters giydirir muavini külüstür "Yalvaç Otobüsleri"
ak çarlý yaþlý kadýnlar çar altýndan ellerini göstermeden burunlarýný tutarlar baþkalarýnýn o þansý yok öðürürdüler önde birkaç kiþilik kalburüstü takýmý yoz memleket kültürüyle öðünürdüler “sen olmasan” “senin yerinde kim olursa olsun” valla-talla baþaramazdý diye birbirlerine çanak tutarlardý, hemen arkasýndakiler de onladan geri kalmazlardý..
sabýrsýzlananlara "gelecekle(r) va(r) da gelivesinle de gedelim" … “-ayýbolmasýn bizim olan”
kimsenin geleceði yoktur aslýnda yarýmlar tama ulaþtýktan çok sonra kýzgýn, sert bakýþla soranlara "-beþ dakka daa bekleyelim gelseler de, gelmeseler de gedelim sahatýnda gakalým bizimo(ð)lan" kendince oyalardý bekleyenleri iþin aslý yolcular çaresizdi "memleket sapa olunþa" derlerdi,
herkes bi köþeye domuþur suratýný asardý, kimse kimseyle konuþmaz boynunu büker susardý bahtýna küserdi herkes içinden söverdi istisnasýz ala takkeli adam kendince akýllý geçinmeye yolcularý bekletmeye devam ederdi
birkaç sarý diþli, kirli sakallý suratsýz, sigara öksürüklü, örme ala takkeli deynekçibaþý deynekçi, elinden bir þey gelmez zavallýnýn biri ne o iþten köþe döner, ne otobüsün ortaklarýndan biri ne verseler eline sürebilir ama herkese göre sýkýntýnýn kaynaðý o idi, neden sonra otobüs hareket eder, kimse takmasa da o iþaret verirdi..
otobüste þoförün sevdiði havalar þoför; havalý, ceberrut, kibirli, asar, biçer, döver, söver, durur-kalkar seven-sevmeyen var demez çoluk-çocuk varmýþ fark etmez, öndeki goygoyculara da ikram eder, kimse içmese de o illa sigara içer Allahýn yeryüzü temsilcisi canlar ona emanetti
baðrý açýk, elleri direksiyonda, yönü arkada ön taraftaki sözde hoþgörülü yolculara bagajdan fazla para almasýnýn nedenlerini, haramýn helalýn hikmetini eski ortaklarýnýn geçimsizliklerini kadýn-kýz varmýþ, umursamaz, lafýný esirgemez, ses tonunu kýsmaz kanýrta-kanýrta söver “-haksýz mýyýn abü” der haklýlýðýný tastikletirdi
yetim kaldýklarýnda kardeþlerini ne fedakarlýklarla adam ettiðini küçük biraderine sahip çýkmanýn faziletlerini yüksek ahlakýn, erdemin hikmetlerini kayýnpederinin kerametini, hanýmýnýn desteðini, bereketini, alýnterinin, asaletin, fakirliðin nimetini dedi-kodulara, çanak sorulara, kendince özel, cevaplar tafsilatlý her hikayenin kahramaný elbette bizatihi kendisi,
o görmüþ, keþfetmiþ, söylemiþ, yaptýrmýþ yapmýþ, gaza basmýþ, direksiyona yapýþmýþ, ballandýra ballandýra anlatýr bütün teferruatýyla nerelerden nasýl geldiðini, anlatýr, sorulmadan, arada bir sömürür “c(ýð)aradan” hayatý roman iþte.. o da kendince bir efsaneydi
Eðirler, Köprübaþýnda durup dolu otobüse duraktaki yolcularý alýr Kötürnek’te iniverip bagajlarý yerleþtirir Dörtyol’da Yakaköy’den koþuþturanlar beklenir bilet, hatta bagaj paralarýný alýr, arka kapýdan týkarak bindirir.. ayaktakileri öne doðru yanaþtýrýr. para üstünü gecirgetmeyi hüner sanýr “-bi iþimiz o mu boba yau, sanký gaþdýk, töbe töbe” sinkaf edilir, oysa herkes bilir, elbirlik inkar gelinir, hatta “unutdum ayaðý”na yatýlýr “-gök görmemiþlik zor vallahi-billahi”
“-emmim-dayým hepsinden aldým payým kýllarýný bile gýpýratmadýlar þertle(r) þert ossun garsunnug etdim, lokanta aldým mavýnnig etdim, otopuscuyun” .. “dematlarý ben buldum, düðünnerini ben etdim gardaþlarýmýn, hinci selam alýp ve(r)mezle(r) heþ birine e(h)tiyacým yok, hepiciðini üst-üsde satýn alýrýn evelallah isdeceðsen Allah’dan isteycen boba! heþ gorkma! verir Allah” þoför kim olursa olsun hikaye; bu minval üzere devam ederdi.
Cýðara üstüne cýðaralar tellenir, muhabbete gatýlanlara zorla ikram edilir, ya da bu ikramla mevzuya dahil edilir ön taraftaki birkaç kiþi ile konu geniþletilir, derken memleketin çocuðu milletvekili milletvekilinin sözde hizmetlerini yatýrým, tayin, meclis çalýþmalarýný kendisi mebusun sað koludur ya bilir hemen her konuda söylediklerini.. bire bin katýlýp, bir bir anlatýr, öndekilere onaylattýrýlýr tabii,
kimsenin muhalefetine tahammül edilmez muhabbet koyulaþsa da kimseye yol verilmez “-evel Allah ikki sahatta Isbarta’dayýz” beyaz yemenili þiþman kadýnlarda ayný dua “-iþallah gazasýz-belasýz Isbarta’ya varý(rý)z” “-gözel Irapbým sen bak-gör, tani, gay(r)i”
kazara geçilmeyegörmez mi, adama takar canlar Allaha deðil-ona emanet rica-minnet, yalvar-yakar kim takar kimi-kime þikayet þöyle aynadan ters, ters bakar olmadý kafa sallar, hareket çeker, asabi “-alývecen eline ilevyeyi”
kazara bagaj parasý yüzünden öfkeli ufak-tefek topak yoþuk kýravatlý biri “ayakta yolcu yasak deðil mi” demiþ bulunmaz mý, haydiiii… “-ulen sa(n)ða ne arkadaþ, depemin tasýný attýrma þindi guca(ðý)nda mý oturdacan yau yonusa adam depene mi çýkdý otur-oturduðun yerde lök gibi” ………… “-bu anasýna satýmýn su yakmayoru” ged otur yerine, depemin tasýný atdýrtma hinci”
o ufak-tefek adam için birileri, kaça para “-kahrolasýca” dese kalkmasaydý “boyundan büyük iþ”lere elleri üç devirli, baþlarý çarlý, tombul ninelerin dualarý bütün yolculara yeterdi aslýnda.. otobüs hýzýný kesmedi,
“gýçý yere yakýn” kerameti kendinden menkul zýpçýktý bilmem kime, neyi ispatlayacaktý demediðini koymadý; bir yandan þoför, diðer yandan otobüs sahibi yetmedi þoförün çýraklýktan gelme -sonradan görme-genç kardeþi arada bir de ön tarafta oturan yalakalýk yapmak zorunda olan birileri
yanýbaþýnda bir teskin edici de naçar, sýrtýný tapbýklayýp ufak-tefek adama sen sanýsýn aslan “-maksat þöfer sinirleþmesin abem, zaten asabi.” …….. ya da bir baþkasý; “-helbet sen haklýsýn bizimo(ð)lan Allah mafaza döker gor hepiciðmizi Ümmet-i Müslümanýn çoluk-çucu(ðu) var Alla(hý)n aþgýna sen susuvi” ……………. “-Alla(hý)m sen goru Ya Rebbi hepiciðimizi Ümmet-i Müslimaný, þefatýndan mahrým etme iyman-Gur’an nasib et Ya-Rebbii”
bir yandan þoför, diðer yandan otobüs sahibi yetmedi þoförün genç kardeþi arada bir de ön tarafta oturan kendini yalakalýk yapmak zorunda hisseden birileri aþdýlar a(ðý)zlarýný-yumdular ðözlerini.. … “-senin grizden habarýn vaa mý?” … “-almayalým da vatandaþ yolda mý ga(l)ssýn” … “-bunun önü bayram, … sen heþ yolda-belde galmadýn haralda” … “-bi tarafdan bayram öðü, d(ið)er yandan sevkiyet zamaný hacýya ðetdi onca araba ha “vetandaþ yolda-belde galmasýn” dedik .. suþ mu iþledik” “-tabi senin iþler ayna, çal çal oyna de(ðil) mi”
iki saat söylenip durdular þoför, muavin ve otobüse ortaklar bir de; kraldan fazla kralcý olanlar uzattýkça-uzatýp, þoförü doldurdu kendince “krala yaðcýlýk” yaptýðýný sananlar … “-Akmescit’den benzin alcaðdým unutdurdu tööbe, tööbe, sen sabýr ver Ya-Rebbi, bak-gör ga(y)ri”
“-endirivecen hýyarý, bi de sen bekle de gör bakalým deycen ö(ð)ren bi Hanyayý-Gonyayý” “-bak bakalým dünya kaþ b(e)öcek” “-adam þindi bi ðözel dayak yeycek” þöferler unutdu yolu-yolcularý yerden bitme adamda mangal gibi yürek, “-bulmuþsunuz garibenneri, hacýhasan baþkesen, dediðiniz-dedik, çaldýðýnýz düdük millet mezbur tabi”
“-ülen gapba felek þurda garý-gýz, çoluk-çocuk olmayacaðýdý da görce(ði)din sen “en ülen aþþa” deycen endirecen eline alcan ilevyeyi, ya da ordan, pinar dalýndan bi gýzýlcýk zopasý bascan deyusun gýçýna-gýçýna” þöfer sussa kardeþi devam ediyor “-yermin-yememin” gözünden manzarayý canlandýran yalakalardan biri gülüyor ötekilerde bu yalabýða eþlik ediyor ama bu “garsunnug”dan gelen hissedar þoförü teskin etmiyor, küfrettikçe sinirleniyor, sinirlendikçe oflayýp-puflayýp, küfrediyor…
endiþelerden kurtarma gayretiyle biri yolun ayýrdýðý kayaya yaklaþmadan daha kayayý gösteriyor hararetli, canlý, sevinçli “-iþde burada adamýn atý denize uþmuþ daa altýn kakmalý eðeriynen adam “atým da atým amma eðerim de eðerim” deye a(ð)lamýþ da “Eðerim ” denilmiþ bura(ya) o yüzden” eðerim mi, Eðirdir mi, Eðridir mi,
insanlar katýlýyor Eðirdir yarenliklerine “-güçcük de bi yer emme” “-emme arazisi bitek” “-almasý bizikinin iki gatý” “-göl bunnara çalýþýyo” “-hu göl Yalavaþ da olcaðdý da….” “-Kemik Hasdanasý burda……” “-Gomando Alayý burda…” “-Zirat Mekdebi demiþsin öyle” “-Govada burda” “-Yaleveþ dee ne vaa Allasen he! ne hasdanesi vaa ne dokduru, varýsa da yoðusa da bi suyu gýþýn sovuk, yazýn ýsýcak, havadar deði” “-öyle deme gurbetdekinne(r) bili memliketi sana ne va(r) tabi,
þoför Eðridir muhabbetine pek itibar etmez, gözlerini kýsarak dudaklarýný büzerek hakim olamaz sinirine, nefesine kesik-kesik, derin derin burnundan soluyarak yumruklarýný sýkar “sana gösdermezsem namerdin” dercesine aynadan adama baþýný sallar bir yandanda gaza basar yanýmdaký “-sanki tabakhaneye bok etiþdiriyollar” “-boþ ver bi de sen girme” “du(r) ga(yri) bi de sennen uraþmayalým hinci”
adam da dik dik ona doðru “-yok ya bizim elimiz armýt toplayoru” “-baþýma tebelleþ oldu herif” yerinden fýrlayarak, “-ulaaayýn bela mýsýn ulan! he! sen benim baþýma bela mýsýn” Alla(hý)ný seven beni dutmasýn” araba viraja girer karþýsýndan geleni geç fark eder araba yoldan çýkar bir saða bir sola yalpa yapar “-ee gardýþ Alla(hý)n emri”
“-eþhedü enla ilaha illallah” “-estaðfirullah” “-Alla(hý)m, Alla(hý)m” “-ayynaa” “-ayyenna” “-töbe töbe töbe” “-Allah Ya Rebbim Ya Resullah” “-geþmiþ osun, ay gardýþ valla verilmiþ sadakamýz varýmýþ” kim bilir ne zaman nasýl kime verildi
Sosyal Medyada Paylaşın:
İbrahim Çelikli. Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.