Ölüm; ölmeden önce ölmek demekse eðer
’Ölmüþüm’ de þimdiden, kil topraða haber ver
Ýtiraz eden ömrün dünyalýðý düþ müdür
Geride býraktýðý acý bir gülüþ müdür
Kimsesiz, kimsesizin sallanýyor beþiði
Yetim ahlar elele birbirine teþviði
Caný çýkmayan ruhu kemiriyor köstebek!
Hiç durmadan aðlýyor karný acýkmýþ bebek
Halsizdir yorgun gönül dost eline varýþta
Kurumuþ ekmek için bir anne yakarýþta
Vicdanlar terk edilmiþ, hüzün çökmüþ þehire
Aç uyuyan bebeðin yüzünde doyar pire
Nice garip insanlar bulurken zorla aþý
Diller varmaz demeye ah! ’Yoksulluk savaþý’
Miskinlik ordusunda gafilliðin uykusu
Ses çýkartýr burundan sine(k)ler saklar pusu!
Ýnsanlýktan nasibi alamayan yürekler
Zulmün sefa gördüðü coðrafyada pinekler
Gökyüzünü harcayan nefeslerde velhasýl
Uyutulmuþ yürekler, söyle; uyanýr nasýl?
Ýki çift laftan biri kan kusarken sürekli
Yýrtýlmýþ kefenlerde sessiz feryatlar ekli
Taþan gözyaþlarýnda ummanlar olur engin
Sabret ki, keder bir gün ayaða kalksýn dingin
Küçülmüþ adamlarsa güvenirken tahtýna
Hükme verilir emir, bela yaðar bahtýna
Tek kuruþtan hakkýný alýnca kýzgýn gömlek
Giyerken eriyecek düðme tutmaya göbek
Zülfikara uzanan eller var bu uðurda
Münezzeh bir sonucun hesabý en aðýrda!
Nezahat YILDIZ KAYA