Zakkumun balý karýþýyor güzele
iliðindeki en iri yaðmur tanesi
yaðsa ardýç kokulu ezgiler düþürüyor bu seviþ
uçurumlarýn birleþtiði yerde
ne varsa eskiler de var
yýrtýk biletlerde diz altý anýlarý
temizliyor sokaklar âmâlýðýný
barýþ güvercinleri üstü baþýna bu kentin
bir Yakub Yusuf’unu arýyor delice
düþürmek böylece içine gurbeti
gurbet, yavrum gurbet gelinliðin kana bulanmasý
çömleðin içinde koca Anadolu
yedirir mi hiç sevincini elin gavuruna
açýk havalardan beri bu nezle
biraz da memleket tütünü
öyle serin ki göðsümün titrekliði
anadilinden kovulmuþ kahveler öðütüyor
aþklar yýkýyor kelimelerden
anlamayacaðýný bilip anýyor edebini
þiirler sökülüyor eski kurganlarýndan
bir bardak çaya sevdalý ermiþlerin
þarkýlarýn içi boþaltýlmýþ, türküler reflü
nasýl desem olmuyor
dolmuyor bu eski renksiz öyküler etüdü
acýsýný patlatýnca papatya
sevdiðini söyletiyor masum çocuklara
sakýzýna iddiaya giriyor geç kalanlarý
sonra tüm el yazýlarýmý yakýyorum
kelimelerin de kaderinde var cehennem
ateþ aklým olunca, küle dönüyor ruh yaþlarý