bazen sevince unutursun gecmiþi
yüreðimin þiþi insin diye beklersin
bazen sevilince
damlarsýn alev alev dalgalarýn okþadýðý kayalara
erirsin...
ve bazen sevince hatýrlarsýn unuttuðun her þeyi
kalbinde uçsuz bucaksýz bir duman
is tutar kirpiklerin aðlarsýn
duvarlar sana bakar ve fýsýldar
sanki eski bir þarkýyý söyler gibi
gezinir gözlerinde o vakit hatýralar
sobanýn üzerinde demlenen çay
kýzaran kestaneler
ve baðdaþ kurup baþ ucuna
hayata dair öðütler veren o melek kadýn
gülümser meneviþ yanaklarýyla
uzanmak ister ellerin tülbentinden taþan saçlarýna
dokunamazsýn duvarlardan geçmez ellerin
bir bahar sabahý yitirdiðin
susunca acýlarýnýn sessiz kalacaðýný sandýðýn
ve üzerini örttüðün anýlara
bir sonbahar sabahýnda sarýlýrsýn býraktýðýn yerden
ah...yaþamak
ve bir türlü ölmeyen bu özlem
gel desen gelemem
git desen ayaklarým gitmiyor
unut desen olmuyor
umut desen tükendi
sana sevgim sonsuz
þimdiki aklým olsaydý
seviyorum diyemedim bir kez
seviyorum seni melek yüzlü
o tahta ev
pencerelerinde çiçekli tüller
buðusu tüten çorba
çocukluðun
kaçmaya hep hazýr yadigâr
ve "yakala" diye seslenen o m e l e k
kapýlarýný açar sana..
ben geldim nene´m
huzuruna
huzuruma
ay/ýþýðýna...
ay/ýþýðýma...
ben geldim...