futbol yirmi iki kiþiliktir
basket on
boks iki
ve bunlarla beraber pek çoðunda
bütün hakemleri hakem bildiðim yýllar da
tasarlanmýþ romanlar sýðarmýþ senin dudaklarýna
almýþsýn, sevmiþsin
bir gelinlik gibi sararýrken bademciklerim
dondurma sevmiþsin, gezegen, Ay mesela, sofra bezi
hakemler koþmuþ, sen hafifçe kanamýþsýn
klasik dönem bu
denizaltýnýn denize indiriliþinde
direk battýðýný zannetmek kadar hayvan, benim
koca karanlýklar tasarlanmýþ romanlardan
elma çekirdeði bu, portakal suyu
þirret çabukluklar þireni azaltýrken
kanatan denizanasý kadar kutsal bir midye
aðzýma takýlýyor seni öptüðümde
seni öptüðümde tezgah kadar kutsaldýn
felaketim miskinlik
kaç kürsi ayet okudum çocuk muradýyla
ellerim çýrýlçýplak
mumla aranan yalnýzlýklarýmýzýn sarýlýþý
toysaklambaçlar içinde kaybolan yüzler
herbir yalnýzlýk senin kadar yalnýz
ve gelmemiþ mektuplar sevda
felaketten arda kalan þaþkýnlýðýmla
kendi kanýmý görmek istiyorum
çið midye bile ilk kez çok geldi
firarda öfkem, nefretim...
dedim aþk mýdýr sade nefret sevgiden ziyade
sarayý olmayan ölüm
evcil bahaneleriyle yanýbaþýmýzda yasadýþý mecburiyet
gökyüzünü ilk kez görmüþ pinokyo
þanslý aðaçlar
þeftali
elma
ilk kez tutuyormuþ gibi baþýndan
sütü iliklerinde samanyolu
derkan ah þarkýlar...
niyeti bozuluyor tribünlerin
masumiyetin bekar nü etini bozan gözleriyle
diller þaha kalkýyor, pabuç dedikodu
seviyorum yastýkaltý öksürükleri
seviyorum yorganaltý gökyüzünü
ne zaman bir roman de sen
ben tasarlarým
oynarsýn, pas atarsýn sevgilim
nasýl olsa iþimiz yok
hayta kulak memelerimiz, boþta
otuz iki buçuk dereceyle yalvarýyoruz
’kýrmýzý kart hoca’
bir oradan
bir buradan
yaklaþ sen yine bana