O elma
opera binasýnýn önünde duran
kalem almýyordu
koca duvarý düzensizlikle sývayan adama sordu
“mahzende olgun “ben” den bir tane daha var mý
yoksa vardý ve o’nu diþledin mi
haydi çekinmeden söyle
bu kanlý yaþam içinde bunun için sana kýzmam
herkes diþlenir biraz
doðu batý arasýnda köprü kurmaya kalkmadýkça
durmadan usanmadan isyan çýkarttýkça
herkes ýsýrýlýr biraz
incecik pardösüyle derse gelen biri için bunun önemi yok
bildiðin iþ seni insan yapan becerilerin
sence de soðuðu doða getirmedi mi
olan biten gibi
düþman mý üretti burasý
benim safýmda kimse “þeytan ir racim” demiyor
iç savaþ hepsi ve pi sayýsýnýn deðerini bilemeyen sýnýf arkadaþlarýma
fakirlikleri yüzünden tokat atan öðretmenimin evinden çýkan
satranç kurslarýnda zeka ölçümü yapýlan her insan gibi
önce onur sonra beyin recm edildi
çirkinlik ve ayrýmcýlýk dýþýnda ne varsa
gözlerimin çukurunda idam edildi
gökdelenlerden aþaðý sallanan oltalar
uçlarýnda titreyen özgürlük
konformistlerin kovalarýnda zýplayan balýklar
geldiðim çöplükte 12’yi beþ geçe hep kavga çýkar
kum tüm kalýntýlarý yutar
içeride zulüm fragmanlarý
çocuklarýn ayaklarýnda kablolar
söyle bana sývacý
neye ihtiyacýn vardý senin bir çuval kireçten baþka
zulüm her an yaðmur gibi akarken iri iri
ilk baharda çýðlýkla baþlar
katledilmeden önce
O binada neler oluyor yaz bana
“üþüyorsan yaz
sana iyi davranýyorlarsa yaz
hala beni özlüyor musun cesaretin yetiyorsa yaz
açsan hep aç kalmak zorunda deðilsin yaz
sömürülmek daha kolay deðil yaz
özgür olsan özgürler arasýnda tutsak olacak gibi hissetme yaz
karýn Çin perdelerini yýkayýp getirince parmaklarý kanarsa yaz
senin deðil mülk sahiplerinin mülkleri arttýkça yaz
yönetilenlerin suskunluðunu yaz”
mahzendeki elmayý
gazete ve süt daðýtan çocuða býrak
umutluysan ve inanýyorsan bir sürü dert bekliyor olacak seni
bu dünya da hiç yaþamamýþ sanki yokmuþsun gibi
unutmadan seni bana biraz olsun özgürlük için direndiðini yaz