Eski resimlerdeki dostlar güz kýrýðý çýnarlarýn
heceleyerek dil çýkardýðý namuslu bir korkuluk
onca zaman neden gizlendiðimi bilmediðim delikte
nasýl da güçlü patlamalar sonrasý eriyor çocukluk
inansaydým ölümün daha acýsýz bir seçenek olduðuna,
sývýlaþýrdý cesedim;
pürüzsüz
güvercin kaný yoðunluðunda
ihanet etmezdim o zaman sýðýndýðým erkekliðime
acýyla karýþýk,
seçeneði çok az gidiþlerin
parmaklarýmda kayan vazelini olurdu dilin
oysa dil çýkarýyorsun koca mabede
göðsümde tilki kürkü
kuyruðu yýldýzlar serencamesi
emip býrakýyorsun umudun gözlerine sarkmýþ memesini
karþýlýk verilmeyecek gibi deðil
düþ þiddetle büyüyen çocuk,
öksürdükçe zarý yýrtýlýyor kalbinin
buharlaþan âþk siluetinde
daha derine daðýlýyor beynimin hücreleri
büyük konuþmamý istemiyorlar
büyük konuþmamýzý
elleri bok kokan þehvet süslü kostümlerini giyiyoruz
nöbet vakti uyuyan þahitleriyiz dünyanýn
yýrtýlan ipek böceði kozasý hayal
fýrsattan istifade aný yaþýyoruz
ne çok sözcük kýrýlmýþ
beklenin ardý sýra, sarýlmalarýn sonbaharý tenin
deliþmen arzular hastalýklý
kurtlu sofrasýndayýz mecâlin
çay bardaðý
farz et ki elimden düþtü kýrýldý
eski bir dostun, eski bir resmi üzerine
yazýn nikah kýydýðý bahara söylendim
çay bitti
fasýl kapandý
acýyla seçilmiþ kelimeler kaldý geriye
bir de yaþlarýnla ýslanmýþ plastik bir bardak