Þimdi dar kapýnýn içinden geçeceðiz
birbirimizi tanýmadan bahtiyar gelip geçenler
tanýmak zor, bir an gerekir, ömre bedeldir
dar kapýdan geçerken göreceðiz
rahatlýksa beteri zevkin, insan kolay olandan kaçmalý
yol ne kadar da geniþse korkmalý
bu yol çetin, kapýsý dar
yolu bulanlar az
çok az
diyebilmeli pekala hayatýnda birine
’eðer sen olmasaydýn, þu gök deniz neyime?’
ama ben dahil herkes korkuyor
nasýl da mutlu þu seçimlerini yapanlar
kaðýt üzeri hangi sözleþmede yazýlý gelecek?
makberden dek mahþere korkuyorum
ölümün olduðu yer de daha ölmeden ölmek!..
bir geminin güvertesinden kýrýlýp, batmasý
incitir mi seçmek kadar hayatýný?
ah mutlu delilik!
deli olmasaydý Ýskender gider miydi Hindukuþ’a
ya Fatih’in erleri,
siperleri yakan ateþe koþar mýydý?
sever miydi Nedim nazýmý aþkla,
daha çok siz de sayabilirsiniz,
ama benim deliliðim, benim aþkým nerede?
yokluðunda daha çok mu düþüyorum kendisini?
kapý dar ise,
elimden tutup çekemez mi beni?
korkuyorsam
bu korkuyu veren bir köpek kadar havlamalý
siyanür koklayan kediler yýðýlmalý
anýlar yazýlmalý
parçalanmalý haksýzlýða gülen yüzler
geçecekse kapýdan
-þimdi geçmek istediðimden bile þüpheli-
geçebilmeye kýymetliler geçmeli:
çocuklar, kadýnlar ve kitaplar
bilet yok
zehirle süslü ballar
bir o kadar da mektup kokuyorlar
kokusunu saklayana sormalý
terlemeyene, geleceðe
durduk yere bir kapý vardý
o kapýda hangi fotoðraflara sýðýnabilirdim?
geçmiþim kadar cýlýz bir ýþýk kollarýmla
siz de açýn kollarýnýzý bayan binaen
sebep bulup kadere taþ atmaktan býkmalý
’bu kapý
dar,
neresinden bakarsanýz
o kadar var’