Zamanýn Altýn Ýkliminde (333)
1. BÖLÜM
Her yer çýðlýk çýðlýða, Kerbela-yý- gün gibi
Kimi Yezid olmuþ, kimisi Hüseyin gibi
Ýnliyor bütün insanlýk yine dün gibi
O Hüseyin ki, zamanýn altýn diliminde...
Karanlýkla kuþatýlmýþ bütün beþeriyet
Kaldýrmada afakýný, sarmýþ bir acziyet
Yorulmuþ sineler, zihinlerde teslimiyet
O sineler ki, zamanýn altýn ikliminde…
Prangalanmýþ beyinler fikirler ise tutsak
Yol çetin, düþman kavi, atak üstüne atak
Dört yanda hakikat, gönlün hakikate ýrak
O hakikat ki, zamanýn altýn diliminde…
Dün seni arayanlar bugün olmuþ bedbaht
Bir de kasvetli uykularda aht üstüne aht
Ötelerde dosta görülen atlastan bir taht
Öyle dost ol ki, zamanýn altýn ikliminde…
Âdemoðlu sýnýr tanýmaz vefasýzlýkta
Þakaklarý zonk zonk, gafiller derin uykuda
Unutulmuþ hakikat Yusuf gibi kuyuda
Bir Yusuf ol ki, zamanýn altýn diliminde…
2. BÖLÜM
Son elçiden muþtularla gelen altýn çaðý
Haber vermiþti kaç yýl önceden Uhud daðý
Hýra kapýsýnda örülür örümcek aðý
Bir Hira ol ki, zamanýn altýn ikliminde…
Seherden yükselen efil efil esintiler
Mahþeri kalabalýklarý kendine çeker
Uzaktan gelen elçi, bekleyeni müjdeler
O müjdeler ki, zamanýn altýn diliminde…
Gurbet gurbet soluklarken arayanlar seni
Sert rüzgârlar durmuþ, yýrtmýþtý sular bendini
Arayanlar ancak seninle bulur kendini
O arayan ki, zamanýn altýn ikliminde…
Bulanlar bulmuþ onu, kalanlar son þafakta
boðulurken bir kere daha nurdan ýrmakta
Son yolcu adým adým hedefine varmakta
Bir yolculuk ki, zamanýn altýn diliminde…
Bir seyr-u sefer eyler gökten inen melekler
Bu karanlýklar, hakikati nasýl perdeler
Yok mu, son dem safýna geçeceðin peygamber
O peygamber ki zamanýn altýn ikliminde…
Yücel DEMÝRTAÞ