sana kâðýtlara dökemediðim mektuplarým var Asmin...
korkuyorum yazmaya
hangi harfle baþlasam tükeniyor mürekkep
bir gözyaþý hokkasýnda
yarým ve titrek kelimeler parmak uçlarýmda...
sen gideli çok þey deðiþti
ayný kalansa hatýralar
ve sýcacýk gülüþünle açan manolyalar
bazen bir melek dolaþýyor o bahçeleri
yerlere deðen uzun bembeyaz elbisesiyle
saçlarýnda kýr çiçekleri
dilinde yarým kalmýþ bir peri masalý
...ah Asmin
sen aklýma geldiðinde hasretle
göz pýnarlarýmdan su taþýyan seferiyim
topraðýna...
sen topraða sarýlýyorsun
...nenemin bir vakitler bana sarýldýðý gibi
kýskanýyorum yalaným yok
ama olsun...siz üþümeyin sarýn birbirinizi
sonra cennet örtülsün gözlerinize
yemyeþil bir yorgan gibi
sabahlarý üþür nenem Asmin
yeleðini ve üç þekerli çayýný eksik etme
ikinizi de çok seviyorum kardeþim
beni sorarsan...
ki hiç sorma Asmin
sorma!
artýk hep hüzün gülüyor
...ve rezil aðlýyorum...