Fazla konuþmayacaðým
parmaklarým etinin mavisine sýðýndý bir kuþ gibi
kakao renkli irkilmiþ memelerinin sýnýrýnda bir çocukken daha
unutmayý denemiþtim büyümeyi Afrikalý bir köle gibi
derenin yanýnda timsahlar yoktu belki
belki de tek atarlý tahta tüfekle de dönemedim sana
hiçbir savaþ bitmemiþti
lunaparkta kýrmýzý marlboro paketleri
kasnakçýnýn çýraðý olmaya yemin eder gibi
sevmeye yemin etmiþtim sadece seni
emperyalist bir evlilik yapana dek sevmiþtim seni
etrafýnda mahallenin býçkýn ve çapkýn delikanlýlarý
volta atardý , yine de severdim
ben hep uzakta bekleyen
mahallenin suskun çocuðuydum, seviyordum bu piçliði
bir süs köpeðinin çiþi gelsin diye bu kadar dua eder mi insan
aþk o dualarý ettiriyordu iþte adama
o köpeðin ne zaman çiþi gelse,
ben hep seninle merhabalaþýrdým sokakta
birinin ölmesine üzülmeyi
ilk defa sen köpeðini kaybedince öðrenmiþtim
senden sonra
mahallenin bütün güzel kýzlarýyla çýktým
senden sonra mahallenin bütün kýzlarýyla
arkadaþlarým da çýktý
arkadaþlarým dediðime bakma felsefesiz asalaklara
onlar hep birilerinin elinden çikolatayý almayý öðrenmiþler
birilerine yancý olarak yaþamayý
senin þu kapitalist yaþam biçimi düþkünlüðün
o süslü annenin öðretisiydi biliyorum
o yüzden kýzmýyorum sana
Fazla konuþmayacaðým
on beþ yýl sonra boynuna saplanmýþtý dudaklarým bir kere
ve o vedada buluþmuþtu avuçlarým ince belinle
çocukluðuma sýðýnmýþtým tekrardan
tekrardan
etinin ýlýk afrodizyak meltem sessizliðiyle
o köþede bekleyen çocuða el sallýyordum
birbirimizi uðurluyorduk
birbirimizi özgür býrakmanýn hüzünlü vedasýnda
seviþir gibi
tüm hazlarý, tüm hüzünleri sakýz gibi çiðneyen
masumiyetini yitirmiþ yýkýk bir þehirdik seninle
her zaman ki gibi yine Amerika suçluydu …
.