Demirle dövülür bazen deniz
paslý parmaklarýn tümceleriyle
gökyüzünün yosunlarýna tutunur yasadýþý düþünceler
soðuk duvarlar sahillerdir ya
özgürlük döver durur ruhunu
kim tutsak kalmak ister ki
yaþanmamýþ bir aþkýn karmaþasýnda
içinin neden acýdýðýný bilmemek
ama sürekli acýmasý
ve þiire akýtmak zehrini
insana dönüþmüþ bir gölge gibiyken gece
baþýný bir yöne her çevirdiðinde
hava zerreciklerinde onu gördüðünü sanmak
kulaklarýnda sebepsiz ani basýnçlar
burnunda kan
keþfedilmemiþ bir hastalýðýn çaresizliðiyle
yalnýzmýþsýn gibi
bir bebeðin memeye açlýðýnýn çýðlýðýyla aslýnda
olmak istediklerini bekler bazen insan
bu hastalýkta ilk önce o beklentiler ölür
nefesin ve suyun soðukluðu birbirine girdiðinde
bir güvercinin kanatlarý kýrýlmýþ,
bir mahkûmun elleri paslý parmaklýklarda
bir mektup özlemle ya da kýzgýnlýkla yazýlmýþ olsa da
tüm kelimeleriyle buruþturulup bir kenara atýlmýþ
sahibi olmayan bir acýyý sahiplenerek beklemek
adý sadece beklemeye dönüþmüþ, çentiksiz beklemek
meydanlarýn ýþýklandýrýlmamýþ seraplarýna uyuyan
devrim devriyelerinden arta kalmýþ bir mücadele gibi
bozulmuþ süt kutusunun kokusuyla
bir kaldýrýma yýðýlmýþ oluyor dudaklarým
sigara dumanýnda resmedilen tanrýlar dilimin vatan haini
sen sürülmüþ bir zamansýn çokça
ben bataklýkta çamurla mumyalanmýþ bir el
zamaný kalabalýk ormanlara daðýtýyorum…
.