Düne kadar ölmekti,
toprakla bütün bir ruh yürüyüþü kaldýrýmlarda
tozlu bir sevmekti düne kadar
ama bugün deðil
martýlar
ve ölçüsünü aþmýþ bir tualde deniz
tuzu firuze parmaklarýnda sevgilim,
tertemiz
çok uzak bir yolu anlatýyor rüzgâr
sefere çýkmýþ çocuklar gibi,
yenilmekte de olsa bahar, dinmekte de olsa bahar
kýþ çoktan geçti ya, sessizlik
vapurlar kalkmýyor
kaybolmuþ köpükler bu sahilde,
açmýyor tomurcuklar
bir mektubun yazýlasý var
hafif yatýk ve aþka inançlý mavisiyle
bir mektubun hafif yakýlasý var,
kül siyahý bu bekleyiþi anlatmak için
üstelik engel olmuyor masasýzlýk ve taburesizlik
bir bardak çayý yudumlamak yetiyor
kaþýðý bir kenarda, matematiðinden kurtulmuþ þeker
dimdik ayakta bir sevgili gibi
uyuyor uzaktaki fener
hangi peronu iþgal etsem
ya da hangi numaralý otobüse yanlýþ binsem de
düþsem senin topraklarýna
ufak bir çocuðun elinden kaçýrdýðý
sapsarý bir balon gibi mesela
üstelikte bavulu toplanmamýþ bir heyecanla
geçmiþe dönsem, gençliðime dönsem
ellerinin harfleri için
ve topuklarýnýn yankýsý kulaklarýmda
dudaklarýmýn camdaki izi gibi
seni özlemeye sitemler etsem
düþler
ve ölçüsünü aþmýþ tualde biz
aþk firuze ruhumuzda sevgilim
tertemiz…