EDİRNE
Dünyaya geldiðim anda
Yaþamaya baþladým ben bu þehri.
Yediðim her lokmada,
Ýçtiðim her suda,
Yolunda bastýðým her taþýnda...
Bir uykunun düþünde sabahlarken;
Edirne beþiðimdi,
Ninnisini ninem söylerdi ...
En büyük efsanemdi bu þehir;
Camii - camii sýralanýrken tarih,
Selimiye’nin minarelerinden gördüm Edirne’yi;
Bahçesinde laler topladým,
Lalelerin her rengine, kokusuna,
Solmasýnlar diye yüreðimi býraktým...
Eski camii külliyesinde dualar ettim,
Saraylarýna destanlar, þiirler yazdým.
Ben bu þehri, doðmadan önce tanýdým,
Ýmparatorlardan, sultan ve padiþahlardan miras aldým.
Nazarlardan korunsun diye ,
Göðsümde muska gibi taþýdým...
Ýki köprü üzerinden,
Cihan pehlivaný Kel Aliço, Koca Yusuflar gibi geçtim.
Susuzluðumu Ergene, Arda ve Tunca’da giderdim.
Meriç’ten geçerken sýnýrda kaldým.
Karaaðaçta türküler çýðýrdým,
Hýdrellezde ateþin üstünden atladým.
Arasta’da, bedesten de Mimar Sinan’la yürüdüm...
Yaðmurlar yaðarken,
Bir gökkuþaðý gibi þehrin rengine büründüm...
Kervansaraylarda kedileri sevdim.
Sokullu hamamýnda yýkandým,
Nurlandým, günah ve kirlerden arýndým.
Bir masal gibi geçti hayatým,
Yaþadýklarýmla doldu gözlerim,
Bir türbede gece - gündüz aðladým.
Böyle yazýlmýþ alýn-yazým, kaderim,
Ömrümü ben bu þehire adýmla baðladým...
Figen ANAR / EDÝRNE-ÝPSALA
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.