Çok Kuyu Çok Yol
-bazý tanrýlar insanýn alýcýsýyla oynardý-
dar vakitleri anlatmaya toplanmýþ
ordular, keskin dil kullandýlar
bitirmeye doðru kaygýlarý.
(olmadý.
büyüktü göðün anlamý bana sorarsanýz
göðden büyüktü
sesini yaðmurdan alan bir çocuk tanýmýþtým
saçlarýný denize bakan yalnýzlýðýndan tarardý.
kum ne ifade ediyorsa
onu söylerdi mehtap geldiðinde
karþýsýnda duran hayat, zorba
ve
kýþkýrtýcýydý
âh suyu, sudan baþkasý bilse…
çýkarýldým
çýktým oyunlarýndan
ve dedim ki: iyi oldu bu karanlýðý dövüþüm
þimdi sesim uzaklara tam oturdu…
berberlerde en az üçüncü el gazeteler
en az üçüncü el aþklara ve kötülere
benziyorken
daha yýlanlar kendini haklý bulurken
ötekiye koynumu yolladým
sürünce geviþini bitirerek
geceyi aldým aðzýma
soðuk suyun tahminleriyle
çiçekler kondu ay’ýn avcuna.
elmanýn içindeki merdiven
maddesevici güzel gözler
kýstýrdým kendimi ve aldým kaçýrdým
cennetin aynasýna
hiç olmadýysa saçlarýmý taþýrdým
bildiðim daðlar kardan alýntý
yaðýþý beklenti, sönüþü olasý
ve bir gün ötekiye giden koynum
hakkýn ormaný… güzelce
tavþanlar, çocukluðumla
o çocuða denizi yatýrdým
verdim önüne
neyse kara olan neyse ak
iþte insan olmak, iþte insan olmak!
adýn gibisin dedim
kanatlarýn var, kanatlarýnla
ama ben dediðim
uçurumun ucunda kalýrsam
hayatýn ortasýnda yapayalnýz kalmýþ
çocuk gibi, diyemem çiçekler güzel…
ellerim kör iþçiler
diyemem.
büyük acýlar içerisinde
baþýmý çevirdiðimde anlamýþtým
dünyanýn ilerisindeyim.
dönemem.
Payanda