Bazen o yaranýn kelimelerle tarifi olmuyor, olamýyor
düþmek istiyorsun sadece
bir kaldýrýma bir boþluða bir uykuya
harflerimi düzelten o dudaklarýn müptelasý olduðumu
itiraf ediyor ruhum yani o yokluðun
yokluða sesleniyorum çokça
sesim gittikçe uzaklaþýyor benden
sesim gittikçe düþüyor
çoktan bitmiþ bizim umutlarýmýz
pencereleri kapalý
perdeleri kapalý kerpiçten bir eve
çok uzaktan bakmak gibi
son kez bakmak gibi
ama son kez olduðunu bilmeden
dokunmak gibi bir coðrafyaya iþte
ardýnda ölü serçeler
hiç gitmemek ve hiç dönmemek arasý bir þey bu
içinde hiçsin
hiçin kýyýsýnda bir çöl limaný misali
ve yine de soruyorsun o soruyu
yalnýz mýyýz?
yüreðimin sesini en son ne zaman dinlemiþtim
sen yüreðimin kayýp sesisin çokça
ve yine de taþýyorum seni
ki biliyorsun masala dönüþmüyor bu yokluk
geceye benziyorsun
çokça geceye...