yalnýz toprak deðil bu koku
yükselen toz bulutu
yaz yaðmuru çiselenmiþ
ellerindir tertemiz
iki gül dalý körpecik...
yalnýz toprak deðil bu koku
ak gerdanda bir boyun
uzanýr bir güzellik
çocuk yüzlü, mâsum, arý duru...
gülüþün gülpembe
bir mutluluk yelidir esen
ellerin evimin balkonu
gözlerimde yaz yaðmuru...
yalnýz toprak deðil bu koku
ne kadar hasretim
sana bir bilsen
yýllardýr içimde yudum yudum
süzülüp gözlerin
dal dal , yaprak yaprak
çay gibi demlenir buðul buðul...
yalnýz toprak deðil bu koku
özlemin filiz
buralanýr buram buram
tüten gül, karanfil kokusu
fulya, leylak, zambak buðusu...
yüreðimde telâþlý bir kumru
hep sürgünde bu kuþlar
korkularý saðýp gitti zaman
her damlasý bir dua;
düþmeye terkedip yuvadan
palazlanmamýþ yavrularý
sendin zamaný yýldýrýmlarla yutan
sendin beni düþleriyle avutan...
yaz yaðmuruyla bu toprak
gülüþüne buhurdan;
çatlayan benim,
yaðmurlarýn beni avutan...
yalnýz toprak deðil bu koku
gelirim deyip gittiðinden beri
yýllardýr
sokaklarýnda kaybolduðun bu kentin
duvarýnda sarkaçlý bir saat gibi
yüreðinin
yüreðimde aldýðý yollardýr...
elbette korkuyorum
duracak bir gün bu sarkaç
seninle sana açýlan
ölümsüzlüðü yollarýn
bir yaz yaðmuru
gözlerinden gözlerime saçýlan...
Þaban AKTAÞ
1998