Defnelerin Arasından Bakılınca Doğuya
.
Güneþ, denizin eteðine çöküp uykuya daldýðýnda
ve dünya ellerini saklýyorken son hýzla
mahsenlerin ceplerindeki son taþlarý biriktiren çocuklar da olmasa
siyahtan baþka rengi kalmayan bu kent neredeyse kahrýndan ölüyordu
Sýrf bu yüzden senin minicik ellerine
neler yükledim sevgili çocuk
bilmiyorsun
Sen annenin parmaklarýný ilk defa kavradýðýnda
’sabah’ Dicle kýyýsýnda suya durmuþ kekliklerin ansýzýn havalandýðý andý
Kokusu tüttü burnumuzda cennet güllerinin
ve hýdýrellez dilek ateþlerinden dökülerek bir koþu
sesimizdi kulaðýný dualarla geçen ilk yazda
Þarkýlar uçuþtu gözlerimizden
ve meridyenlerce sevinç bölüþüldü
seherin ilk nefesinde bir annenden bir benden
Ýlk kez kutsal nehirlerin þavkýný okþadýk
tek yudumda içilen
Saðrýlarý karbeyaz güvercinler
aldýðýn her solukla kutsal mabedlerin eteklerine tünüyordu sevginle
yeniden
yeniden
Annenin memesine ilk kez daldýðýnda o minicik aðzýna dolan
barýþ türküleriydi þarkýn
Ah sevgili çocuk
güvercinim, Eylül’üm Semâ’m, Þevin’im
Ýpekyoludur ayaklarýna serdiðimiz kadim aðrýlarla dolu bu hayat
bin kez kutsanmýþ olana ne söyleyebilirim
Mayýnlarýn karanfillerle yer deðiþtirip boy vereceðini umduðumuz
ve uzun bekleyiþlerin bittiðini söyleyen
sonsuz kardeþlik müjdecisi ellerinden özgürlüðe uçurduðumuz
Esmer güneþli herhangi bir günde
ve içli aðlayýþlarla bezenmiþ bembeyaz tülbentlerle
sýmsýcak gülümseyebilmektir umut
13.01.2010
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.