MENÃœLER

Anasayfa

Åžiirler

Yazılar

Forum

Nedir?

Kitap

Bi Cümle

Ä°letiÅŸim

Abbas
GÖKSEL KARA

Abbas



ABBAS
Baþtan baþlamaktan bahsediyor Abbas,
Baþtan baþlanmalýymýþ.
Yeniden tutunmalýymýþ hayata.
Abbas, benim arkadaþým.
Karýndaþ olmayan, kardaþým.
“Hayat ne,” diyorum Abbas’a.
“Hayat ne ki Abbas?”
Abbas susuyor.
Susuzluktan kavrulmuþ bozkýr misali.
Soruyu, kendi kendine tekrar ediyor.
Hayat ne ki?
Hayat ne ki?
“Ýmkânsýzý istemek” diyor, sonra
“Ýmkânsýz düþler görmek.”
Abbas, bakýþlarýný yere eðiyor.
Caný, toprakla kavuþmayý dileyen yaðmur damlasý gibi.
Topraða kavuþacaðý zamaný bekliyor.
Ben susuyorum.
Susuzluktan kavrulmuþ toprak gibi.
“Hele bozkýrýn abdalý “diyor Abbas.
Ýki bardak þarabý burnumdan getirdin.
Bir türküye baþlýyor sonra.
Avazý çýktýðý kadar baðýra baðýra söylüyor…
“Gayrý dayanamam ben bu hasrete,
Ya beni de götür ya sende gitme.”
Abbas’ýn gidecek yeri var mý ola?
Abbas’ýn tutunacak dalý.
Abbas’ýn bekleyeni.
Abbas’ýn beklediði.
“Deðiþtir þu türküyü!” diyorum.
“Deðiþtir þu türküyü!”
“Aðlý yasým tutuyor.”
Beni duymuyor Abbas.
Duysa da aldýrmýyor.
O, ateþin aþkýyla yanýyor þimdi.
Ýçtiði þey ateþ oluyor da kavuruyor Abbas sý.
Türkünün sonu geldiðinde yoruluyor Abbas.
Susuyor.
Bazen günlerce konuþmuyor.
Susmadýðý zamanlarda oluyor bazen.
Sürekli konuþtuðu,
Sürekli bir þeyler anlattýðý.
Ýþte o zamanda ben de onun yaptýðýný yapýyorum.
Duymazdan geliyorum.
Ýþte o zaman kuduruyor.
“De gidi dinine yandýðýmýn akýlsýz abdalý” Diyor.
“Sen ne anlarsýn dünya iþlerinden.
Konuþurum ben, konuþurum ki ne diye.
Senin gözlerin açýlsýn.
Dünyayý taný olup bitenlerden haberin olsun.
Anlayacaðýn eþek geldiðin þu dünyadan eþek gitme.
Fakat sen ne yapýyorsun.
Bizi adamdan sayýp dinlemiyorsun.”
Gözlerim yerde,
sesimi çýkarmýyorum.
Alýþtým artýk.
O, Anlatýyor, gülüyor, kýzýyor, küfrediyor.
Sonra duruyor.
O durduðunda; akan nehirler duruyor sanýyorum.
O sustuðunda, tüm kuþlar susuyor.
O hep konuþsa diyorum.
O hep anlatsa.
O da tükeniyor biliyorum…
En çok geceleri susuyor,
Karanlýklardan korkuyormuþ gibi,
Sesi soluðu çýkmýyor…
“Abbas,” diyorum,
“Hani komþunun köpeðini tekmelemiþtin ya sonra ne olmuþtu?”
Abbas beni dinlemiyor.
Ýþte o zaman bende çok korkuyorum.
Karanlýklar üzerime geliyor.
“Abbas!” Diyorum, yalvarýr gibi.
“Abbas, hadi bir þeyler anlat.”
“Sus çocuk “diyor, Abbas.
“Sussana çocuk!”
Susuyorum…
Gazete kâðýtlarý topluyoruz.
Naylon poþetler.
Ne çýkarsa çöpten,
Bu günkü rýzkýmýz bu diyor, seviniyoruz.
Ya sabahýn kör karanlýðýnda,
Ya akþam, hava karardýktan sonra çýkýyoruz iþe.
Ýnsanlardan, Ýnsanlýðýmýzdan utanýyoruz…
Þarap içer Abbas, On altý sýn da.
Ýki yýldýr içermiþ.
Ýki yýl önce, yurttan ilk kaçtýðý gün.
Þarapçýnýn biriyle karþýlaþmýþ.
“Ýç” demiþ þarapçý.
“Ýçmemem” demiþ Abbas.
“Ýç demiþ” þarapçý”
“Ýç yoksa”…
Yok, salardan korkarmýþ Abbas.
Yok, sanýn arkasýndan, nelerin geleceðini bilirmiþ.

“Ben, yoksa nýn ne olduðunu bilirdim.
Korkardým yok salardan
Yoksa varsa, ölüm vardýr
Yoksa varsa, namussuzluk
Yoksa varsa acý
Hep, o yok salarýn yüzünden içimdeki bu sancý…
Babam, anneme “yoksa,”derdi.
“Yap yoksa!”
“Bul yoksa! “
“Al yoksa! “
“Ver yoksa!”
“Yok,” derdi annem “yok!”
Ýþte o yüzden ,yok olup gitti annem.
Ekmek,
Yok.
Bul.
Aþ yok.
Bul!
Þarap, yok.
Bul…
Bulamadý annem.
Tutmayan dizleriyle temizliðe gider.
Zenginlerin koridorlarýný,
Evlerini temizlerdi.
Zenginleri temiz bilirsin deðil mi?
Temiz falan deðildir onlar.
Onlarýn pisliðini hep annem paklar.
Aldýðý üç kuruþ para,
Bir dilim ekmek, bir þiþe þaraptýr.
Þikâyet etmez annem.
Bir dilim ekmeðe kanat eder.
Lakin, bir þiþe þarap yetmez babama.
Babam ikincisini, üçüncüsünü ister.
“Yok” der annem “yok.”
Babam, yok eder iþte o zaman annemi.
Annem tükenir annem biter.
Annem yok olur gözlerimin önünde,
Zaten kýsa olan boyu biraz daha kýsalýr.
Küçük odaya kaçar babamdan korunmak için.
Babam hýþýmla gider annemin ardýndan.
“Yapma!” Der annem.
“Vurma! Der annem.
“Etme!” Der annem.
Duymaz babam.
Köpükler saçýlýr aðzýndan.
Aðýz dolusu küfürler eder babam.
Susar annen, takati tükenir.
Babamýn takati tükenmez.
Annemin, burnu, aðzý kan çanaðý,
Babamýn aðzý þarap.

Ben ve kardeþlerim
Sarýlýp birbirimize, sesimizi çýkarmadan bekleriz.
Biliriz ki,
Sesimizi çýkarmanýn, hiçbir faydasý olmayacaktýr anneme.
Ben, içimden küfürler yollarým þarabý icat edene.
Babama soramadýðým her þeyi,
Þarabý icat edenden sorarým.
Sol yanýma kurþun deðer
Ben, ateþlerde yanarým…

Annem, yýllarca direndi babama.
Alýn teriyle aldýðý ekmeði koydu orta yere.
Üç kardeþ doymasak da, ölmedik açlýktan.
Zaman geç tikçe sadece ekmek yetmedi.
Zeytin istedik, peynir, reçel, yað, sucuk.
Annemin anlýndaki ter boncuk boncuk
Utandý annem, kendi kanýndan gelmelerden,
Kendi canýndan can verdiklerinden, utandý.
Biz anlamadýk onu.
Bayram dedik.
Pantolon,
Çorap,
Bisiklet.
Her istek, biraz daha küçülttü annemi.
Bir gün, akþamüzeriydi,
On biri yeni bitirmiþtim ben.
Babam eve geldi.
Akþam annemden aldýðý parayý yatýrmýþ þaraba.
Kör kütük sarhoþtu.
“Anneniz nerde?” Dedi.
“Anamýz iþte,” dedik.
Kustu,
Yüzümüze doðru üfledi sigara dumanýný.
Küfürler etti bize.
Ýki saat sonra, annem de geldi.
Kapýda karþýladý babam.
“Ver! “Dedi
“Ne kadar kazandýysan ver!”
Vermek istemedi annem.
“Önümüz kýþ,” dedi.
“Soba “dedi.
“Odun” dedi.
“Küçük kýz hasta, ilaç dedi.
Dinlemedi babam.
Kudurmuþ köpek gibiydi.
Saldýrdý anneme.
Bir yumrukta indirdi yere.
Bir yandan anneme tekmeler vuruyor.
Bir yandan, çantayý karýþtýrýyordu.
Annem ,ayaða kalkmak istiyor,
Bacaklarý titriyordu.
Dudaklarýndan süzülen kan, önlüðüne damlýyor,
Gözleri kanýyordu annemin
Gözleri kanýyordu.
Babam ,cüzdaný buldu,
Ýçindekileri aldý kalanlarý fýrlattý, attý.
Bir tekme çýkardý annemin sol böðrüne
Annem yerlerde kaldý.

Gülüyordu annem.
Aðlýyor,
Kendi kendine bir þeyler söylüyordu.
Koþtuk, anneme sarýldýk.
Ne yapacaðýmýzý,
Ne söyleyeceðimizi bilmiyorduk.
Aðlýyorduk,
Sanki,kocaman bir baraj patlamýþ;
Gözlerimizden süzülüyordu.
Annem, kendi halini unutmuþ,
Ayþe’nin saçlarýný okþuyor,
Umudu teselliye çalýþýyordu.
Ben aðabeydim.
Ben aðabeydim!
Aða ya da bey deðildim ki.
Yetmiyordu gücüm.
Kalkmýyordu, kocasýca elim.
Hem daha on ikisindeydim ben.
Birisi babamdý, öteki annem.
On iki yýl, yaþamýþtým
On iki milyon acý düþmüþtü,
On iki yýldan payýma,
Koþtum, anneme sarýldým
Okþadým, annemin saçlarýný.
Aðlýyordu annem.
Aðlama yürek yangýným dedim,
Hem, acýkmadýk biz.
Dünden kalan ekmeyi,
Ayþe yer,
Biz idare ederiz.
Dinlemiyordu annem,
Topraða bakýyordu,
“Topraða bakma.” dedim,
“Bakma topraða anne!
Toprak kötüymüþ.
Aldýklarýný vermezmiþ geri.”
Topraða bakýyordu annem.
Teni gözyaþlarýna karýþmýþ,
Topraða akýyordu annem.
Kalktý annem,
Aðzýnýn kenarýna birikmiþ kaný
Yazmasýyla temizledi,
Saçlarýný düzeltti.
Hiç konuþmadan kapýya doðru yöneldi.
Gidiyordu, annem
Ayþe ‘yi, Umudu, beni býrakmýþ gidiyordu.

“Gitme!” Diye baðýrdým. “Gitme annem!”
Ayþe fýrladý olduðu yerden.
Annemin bacaklarýna sarýldý.
Çýðlýklar atýyordu.
“Anne!” diyordu.
“Gitme.”
Umut, gözlerini kapamýþ,
Bir þeyler söylüyordu.
Duymadý annem.
Kapýya doðru yöneldi.
Bu gidiþ hayra alamet deðildi.
“Geleceðim “dedi
“Beni düþünmeyin siz.
Hem istediklerinizi de alýp geleceðim”.
Bana döndü ,”kardeþlerin sana emanet” dedi.
Yürüdü gitti.

Saat, gece yarýsýný gösteriyordu annem geldiðinde.
Ayþe, beklemeye dayanamamýþ,
Battaniyenin içine kývrýlmýþ, uyumuþtu.
Umut, acýkmýþ fakat hiçbir þey demiyordu.
Açlýðýný unutmak için suya sarýlýp.
Acýsýna suyu katýk ediyordu
Ben, kardeþlerimi bekliyordum.
Ayþe’nin üzerini örtüyor.
Umudun saçýn okþuyordum.
Annemin emanetleriydi onlar.
Annem bana, kardeþlerimi emanet etmiþti.
Tüm acýlarý doldurup bir küfeye,
Sýrtýma yüklemiþti…

Annem geldi,
Küçük bir kamyonetin önüne oturmuþ,
Kamyonetin arkasýnda çuval odun, kömür
Yeni bir soba.
Annemin kucaðýnda sucuk, peynir, yað.
Hemen uyandýrdýk Ayþe’yi.
Kurduk sofrayý,
Kýtlýktan çýkmýþ gibi yiyorduk.
Sanki bu bir hayaldi.
Bizler, az sonra bu hayalden uyanacak
Yine aþsýz, yine ekmeksiz kalacaktýk.
Annem, iki þiþe de þarap getirmiþti babama,
Masanýn üzerine,
Onun görebileceði bir yere býrakmýþtý.
Ýki saat sonra geldi babam,
Masanýn üzerindekileri gördü.
“Helal sana kadýn” dedi,
“Bak, isteyince oluyormuþ.”
Söylediklerinin çoðu anlaþýlmýyordu ya
Biz babamýn konuþmasýna alýþmýþtýk
Ne söylediðini anlayabiliyorduk.
Þiþelerden birisini açtý,
Yarýsýna kadar içti.
Daha fazla dayanamamýþ olacak
Oturduðu yerde sýzdý kaldý.
Annem dayak yememiþ
Annem aðlamamýþ,
Annemin gözleri kanamamýþtý.

Artýk, sabahlarý erken kalkmýyordu annem.
El âlemin pisliðini temizlemiyordu.
Saçlarýný tarýyor, dudaklarýný boyuyor
Akþamüzeri evden çýkýyor
Gecenin bir yarýsýndan sonra geliyordu.
Annemde babama benzemeye baþlamýþtý.
O da þarap ve sigara kokuyordu.
Gece geldiðinde,
Masaya iki þiþe þarap,
Þarabýn altýna biraz para býrakýyor.
Sabah olduðunda þarap tükenmiþ,
Babam, annemin býraktýðý parayý almýþ
Kahveye gitmiþ oluyordu.
Bizler, olacaklarý bekliyorduk.
Olacaklardan korkuyorduk…
Artýk, anne ve babam kavga etmiyorlar.
Babam ,daha temiz giyiniyor.
Saat takýyor, týraþ oluyor.
Sigaranýn iyisini içiyor.
Sýk sýk tanýmadýðým insanlarla geliyor eve.
Gelen misafirler,
Çerez, meyve, kocaman bir þiþe raký getiriyor.
Sonra oturulup, sabahýn erken saatlerine kadar içiliyor
Þarkýlar söyleniyor.
Bizlerde getirilenlerden yiyoruz.
Vakit biraz geçince.
“Hadi” diyor babam
“Artýk yatýn siz.”
Bizler yatýyoruz.
O ara, annem de geliyor
O da sohbetlere katýlýyor.
Hatta bazen oyunlarda oynuyor.
Ayþe hemen uyuyor.
Ben, uyumamak için çabalýyorum
Ne olup bittiðini merak ediyorum.
Annem uyumadýðýmý görünce, “uyu.” diyor “kapat gözlerini,”
Ben uyuyorum.

Ne kadar zaman geçti bilmiyorum.
Müthiþ bir kavga ile uyandým.
Ne olduðunu anlamaya çalýþýyordum.
Uzun süredir kavga etmeyen anne ve babam
Kavga ediyorlardý.
Babam anneme baðýrýyor,
Küfürler ediyor
Annem ayný biçimde cevap veriyordu.
“Olmaz!” diyordu annem”
Burasý benim evim,
“Bu evde olmaz!”
Kýzýyordu babam.
“Ne olmazmýþ kadýn.
Söz verdim ben!
Erkek adam sözünde durur”.
“Olmaz!”
Diyordu annem
“ çocuklarým… Çocuklarým…”
“Çocuklarýný baþlatma kadýn,
Hepsini doðrarým!”
Ýþte o an koptu annem,
Ýþte o an yok oldu.
Ýþte o an var oldu.
Ýþte o an o kýsacýk boyu büyüdü.
“Ne sözüymüþ lan”. Dedi.
“Ne sözü verdin sen.
Söz vermek adam iþi,
Adamýsýn ki sen!
Birde çocuklarýmý keseceksin ha!
Çocuklarým aç kalmasýn diye düþtüm bu yola.
Sana býrakýr mýyým lan!
Sana býrakýr mýyým ha!”
Babam, yerinden fýrladý.
Annem kaþla göz arasýnda masadaki býçaðý kaptý.
Býçak havada döndü, parladý,
Babamýn boynuna saplandý.
Babamla birlikte gelen adam, donmuþtu.
Az önceki gülümsemesi dudaðýna yapýþmýþ.
Aðzýndan, anason kokan bir sývý dökülüyordu.
Annem sofranýn kenarýnda duran býçaðý kaptý
Býçak havada ýþýldadý, döndü
Babamýn þahdamarýný buldu.
Annem, hiçbir þey olmamýþ gibi,
Býçaðý saplandýðý yerden çýkardý
Babamla beraber gelen adama döndü
Adam kekeliyor, ben! Ben! Diyordu.
Býçak bir kez daha parladý.
Misafirin gýrtlaðýna saplandý…

Komþular toplandýlar.
Bu güne kadar kapýmýzý çalmayanlar kapýmýzý açtýlar.
Hatýrýmýzý sordular
Bizim için üzüldüler.
“Vah” dediler” çocuklar pek de küçükmüþ.”
Ben küçük deðilim dedim ben.
Ben küçük deðilim.
Ben aðabeyim.
Polisler geldi sonra.
Onlarda “vah vah!”dediler.
“Su testisi suyolunda kýrýlýr.”
Ben, “testi ne neden kýrýlýyor ?”diye soramadým.
“Ekmek” dedim sadece,
“Soba” dedim, odun dedim,
“Kömür, peynir, ekmek aþ.”
Annemi aldýlar ,götürdüler.
Götürmeyin diye baðýrdým
Annemi götürmeyin.
Ayþe’ye kim bakacak?
Babama kim þarap alacak?
Umut aðlar dedim.
Ayþe sabaha kadar uyumaz.
Dinlemediler.
Götürdüler annemi…

Kardeþlerimi ve beni ayrý yurtlara verdiler…
Adý yurt, kendi dert olan yerlerde yaþamak zorundaydýk.
Kurallar vardý uyulmayan.
Ekmeklere katýk ettiðimiz çaresizliðimiz
Bitmeyen, tükenmeyen yalnýzlýðýmýz.
Ve olmaz olasý aðabeyler.
Geceleri, içimizi yok eden korkular.
Bacaklarýnda kime ait olduðunu bilmediðin bir el.
Ýnsan olduðundan, insan doðduðundan utanan bir yürek.
Utanmaktan utanan yüzlerce yüz.
Gündüzü beklerdik.
Güneþi, annemizi özlediðimiz gibi özlerdik.
Güneþ sade aydýnlýk demek deðildi
Güneþ insan olmaktý
Korkulardan arýnmaktý.
Güneþ umuttu.
Fakat gün geldi
Güneþ bizi unuttu…

Yapamazdým, yaþayamazdým,
Bu kadar çok karanlýk boðardý beni.
Karanlýklarda kalamazdým.
Bir sabah erkenden uyandým.
Atladým yurdun duvarlarýndan.
Hiç bir þeyi almadým yurttan kaçarken.
Sadece düþlerimi aldým.
Artýk ben,
Küreði, yelkeni, çapasý olmayan,
Kimsesiz bir saldým.


Duymadý kimse yokluðumu.
Yoktum zaten onlar için.
Sokaklara daldým.
Sokaklar boþ muydu?
Dolu mu?
Sabah ne zaman olur?
Güneþ ne zaman doðar?
Ýnsan aç nasýl yaþar?
Umurumda deðildi…

Þaraba baþladým sonra,
Kavgaya baþladým.
Adamlar doðradým zulalarda, kimseye duyurmadan
Adamlar doðradýlar beni.
Zulalarda kimseye duyurmadan.
Ýþte o günlerde buldum seni
Yýllardýr görmediðim umudu buldum.
Hoþ geldin yabanýn abdalý. Sende býrakýp gitme beni.”

Anlatýyordu Abbas
Coþmuþtu, taþmýþtý
Uzattý þarabý, iç dedi.
“Ýçmem.” dedim
“Ýç” dedi” yoksa”…
Uzandým bir yudum aldým.
Ýþte o günden sonra Abbas’a baðlandým.
Hayatýmda, bir Abbas,
Birde þarap vardý.


Akþama kadar çöpleri karýþtýrýyor.
Bulduklarýmýzý, üç beþ kuruþa okutuyor.
Kazandýðýmýz parayla iki ekmek,
Biraz peynir, iki þiþede þarap alýyor,
Münasip bir yerde içiyorduk.
Mutlu muyduk, bilmiyorduk.
Mutluluðu tanýmýyorduk ki.
Çöpümüz vardý,
Ekmeðimiz, þarabýmýz.
Gerisi boþtu.
Varlar yoklar,
Ýyiler kötüler baðlamýyordu bizi.
Biz bir dünya kurmuþ
Kendi halimizde yaþýyorduk.
Ara sýra voltaya çýkýyorduk.
Sahil kenarýnda bir saða bir sola dolaþýyor,
Bize tiksinerek bakanlara, tiksinerek bakýyorduk.


Sahil bizim avlumuzdu.
Biz ki dünya denilen mahpus hanenin
Yoksulluða mahkûm edilmiþ mahkûmlarýydýk.

Aðýr aksak, kör topal, yürüyorduk.
Yürümesek de olduðuz yerde durmuyorduk.
Durmak ölmek demekti bizim için.
Bizler de ölümden korkuyorduk.
“Kýþ geliyor” diyordu, Abbas
“Kýþ zordur
Kýþ yamandýr
Kýþ geldi mi halimiz dumandýr.
Yatacak yer gerek
Baþýmýzý sokacak saçak altý
Birde sen geldin
Bozkýrýn abdalý
Birde sen baþa bela oldun
Nasýl geçireceðiz kýþý
Nasýl karþýlayacaðýz yazý?”

Küsüyordum o zaman,
Gücüm küsmeye yetiyordu
Uzanýp saçlarýmý okþuyordu Abbas
“Asma suratýný” diyordu.
“Asma suratýný,
Nasýlsa bulacaðýz bir çaresini”
Aðabey diyordum, sað ol aðabey
Sen olmazsan ne yapardým ben
Kuduruyordu Abbas o zaman
“Aðabey deme lan! Aðabey deme,
Ben aðabey olup ta koruyamadým kardeþlerimi
Annemin emanetlerini koruyamadým.
Bana aðabey deme lan!
Korkuyorum, susuyorum o zaman.
Sustuk, ikimizde konuþmadýk,
Abbas gözlerime baktý.
Küsmediðimi anladý.
Yatýp uyumak lazýmdý,
Sabaha çok vardý.
Yattýk,
O uyudu mu bilmem.
Benim düþlerimde annem vardý…




Kâðýt toplamaya çýktýk, sabah erkenden
Sokak sokak, çöp çöp dolaþtýk
O gün iþler iyiydi,
Topladýklarýmýzý toplayýp
Topal Halil’e götürdük
Topal Halil, tarttý kâðýtlarý
Paramýzý uzattý
Yirmi lira da fazla verdi.
Abbas almak istemedi.
“Alýn” dedi Halil
“Alýn benden bir þeyler yiyin,
Hem akþamüzeri bende geleceðim
Bir þiþe þarapta bana ýsmarlarsýnýz”
Ýstemeye istemeye aldý Abbas.
Cebine koydu
Akþama kadar aðzýný býçak açmadý.
Akþama kadar yüzüme bakmadý
Akþam hava karardýktan sonra geldi Halil
Kirli diþleriyle gülücükler saçýyor
Ýkide bir de Abbas’a laf atýyordu.
Susuyordu Abbas,
Halil’in yüzüne,
Pisliðe bakarmýþ gibi bakýyor.
Elini ikide bir sað cebine atýyordu.
Þiþeler bitti Halil yenisini istedi.
Ben alýrým dedim.
Halil, “Abbas getirsin dedi.”
Abbas, gitmek istemedi.
Sonra kalktý yürüdü.
Ara sýra arkayý kontrol ediyor.
Diliyle diþi arasýnda küfürler ediyordu.
Abbas üç beþ adým atmýþtý ki
Halil bacaklarýma dokundu.
Abbas görmüþtü
Abbas çýldýrmýþ
Abbas ölmüþ.
Abasýn gözü dönmüþtü.
Olduðu yerden döndü.
Koþarak yanýmýza geldi.
Elini cebine soktu.
Avazý çýktýðý kadar baðýrýyordu.
“Býrak lan kardeþimi, kardeþime dokunma,”

Sað elini cebinden çýkardý.
Elinde, pýrýl pýrýl bir çaký parlýyordu.
Göz açýp kapamadan yetiþti.
Býçaðý savurdu.
Halil’in þah damarýna vurdu.
Halil boynu kopmuþ tavuk gibi debelendi.
Titredi, yere düþtü
Abbas;
“Demedim mi lan!
Demedim mi sana
O benim kardeþim olur, kardeþime dokunma,
Dok anýrsan vururum demedim mi lan!
Demedim mi ben sana?

Halil, kana belenmiþ yerde yatýyordu.
Abbas, çakýsýnýn ucundan damlayan kana bakýyordu.
Abbas’a koþtum Abbas’a sarýldým.
Abbas’ýn dudaklarý gül açmýþtý
Abbas kýzýlcýk þerbeti içmiþti
Dünya ateþe kesmiþ yanýyor
Abbas kan olmuþ kanýyordu.
Uzandý.
Aylardýr su görmeyen elleriyle
Aylardýr su görmeyen
Saçlarýmý okþadý.
“Þimdi aðabeyin oldum” dedi
“Þimdi aðabey diyebilirsin bana”
Kalktý,
Yerde yatan Halil’ê bir tekme çýkardý.
“Burada bile býrakmadýnýz bizi,”dedi.
Ardýný döndü, karanlýða doðru yürüdü.
Ben, olduðum yerde kala kalmýþtým.




















Sosyal Medyada Paylaşın:



(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.