kuşlar yedi “kün” havalanır yarasından sevilrse insan Mehtap Yıldız
kuşlar yedi “kün” havalanır yarasından sevilrse insan
yaralarýmdan öp beni Allah yarýnlar kanamasýn içimde
birazdan Nur”a dökülür sokak gözlerimizden bak çok aðrýlý bir can çok usul usul iner üstümüze o akþam ellerimiz Yesrip"ten kalma bir yaþam var çok uzaklarda orda iþte yorgun bir nehir kýyýsýnda inerken daðdan ýslak bir dua eriyecek yüzümüz gür bir yorgunluk sesiyle parça parça bölünecek dünya içimiz ki çözümsüz rüya sökülecek bizden ikra bu sonsuz bir ömür sanki bu öyle sürünceli bir ölüm bil ki annemin yaþý kadar yaþ(l)anmýþýz gibi kadar ölmeyecekmiþ görünürüz misli öyle ya suya ömür biçilmez derdi benim annem öperken saçlarýmý en nurlu yorgun telinden býrak diyorum anlamasýn kimse bizi o vakit býrak diliyorum üstümüze sönsün tüm gökler diriliyorum biz ne kadar tanýsak da bizi bu uzak kadar býrak tanýmasýn çocukluðumuz bizi bu aralar sormayalým masal kitaplarýna çizilen bizi mesela okul sýralarýna dönmeyelim asla ve kimse anlatmasýn bizi kimselere bir daha bende babasýz bir kabirde büyüdüm zaten sen gibi o çýðlýk yutan ölüler gibi bu karanlýk rüyanýn lügatinde ölmek de doðmak kadar hep diriydi
bak Nur”a þakaklarýmda kanlý akan bu ahit var ya ve aðzýmda kuþlarýn öfkeli o izi birde bilirim ordan yaralýyýz ikimiz de boðazým ki sonsuz bir gök boþluðu bize ondan bütün serçeler dökülüyor içimin göklerinden kalbim o aðlak Sitare kabrim koca bir uzay yolu izle soluðum küflü bir merdiven altý yedi kat göðe doðru asice direndi ellerim kanadý yýrtýk bir kapý aralýðydý bu resmi çok iyi bilirdim senden geçmeyen o eski dünden emanet gözlerin taþýdýðý hikâyeleri gözlerdim öteden dedim ki artýk dayanamýyorum yüzümde tarih silindi tarihte adýmý gördüm geçmiþim yitti aðlayamýyordum ömür dedim böyle aðrýlý ve çok büklüm bizden yürür bize hâlâ bilirim Seni içim(d)e böyle göm(r)düm
baktýkça nasýlda eksilir zaman Nur”a ve iyileþmez hiçbir yara gün tükenince sahi ya ikimiz diyordum ve bak bizden kopan bir yol daha görüyor musun aðyarý doyuruyor kýrgýn bir gök altýnda ve dünya mavisi kesilmiþ bir gün sonu görüyorum onu umudu saksýda tükenmiþ gülün annesiz bir mevsimden kalma su ellerimizde yetim gülibriþim bir susku nasýlda yol sorar o asil tutku ben yine bizden sürgün ölüm göðsümde suçlu sustum ona çok oda bana sustu
gideriz elbet Nur”a Ýz sürmez olur ardýmýzdan kör zaman avazý çýktýðý kadar haykýrýr bize rüzgar bir elif kadar ýslanýr aðzýmýz o gün saðýrýz biz körüz biz kan ýrmaðýnda daðýlýr ay görürüz kýrýlýr kollarý elbet bu daðýn çatlar ortasýndan bir sabýr taþý ve yüklenemez kul yükünü hiçbir taþ bilirsin terk eder artýk annemiz bizi yüzüstü devrilir içimize zaman kýrýlýr kirpiklerimizde güneþ avuçlarýmýz iki kuzgun-i ateþ kýyamet kopsa korkmuyorum annem üþüdüðü an kopacak içim bilirim
sen Nur”a ne vakit gözlerini düþürsen o nehre Ýçimde çakýl taþlarý tevhide düþer imaný susar Cebrail”in aðzýma Azrail küser söner anlýmda bir akþam güneþi eþik dibinde patlar avuçlarý dilimin melekler ölmüþtür artýk bilirim sevinirim
ben bir ölüydüm bak bana son bir dem Nur”a gözlerine yüz sürüp
dirileyim bir Elif adýna
MHD
...
Sosyal Medyada Paylaşın:
Mehtap Yıldız Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.