Nefes almak acýmasýz bir telaþ...
Gerçekler acý veren bir tokat misali
Bir nefessizlik anýnda çarpar yüzüne.
Dönmedi mi dönmez umutlar gerçeðe.
Yalancý sevdalardan baþka,
Daha büyük,
Hangi yalaný bekliyoruz?
Gerçeði aramaða gitmeden az önce
Veya hangi yalaný terk edemiyoruz da,
Mimikleri çoðaltýyoruz suratýmýzda?…
Gerçek ve yalan arasýnda acz içinde kalmak…
Neyi deðiþtirir ki, gerçeði bilmek,
Yalaný bilemedikçe?
Korktukça karanlýktan,
mum ýþýðýnda gölgeler yarattýk
Ve her sesin limiti yüksekti algýlarýmýzda;
Yarattýðýmýz gölgelerden kapý arkalarýna saklandýk.
Yalnýzlýk, uzun metrajlý bir filmdi,
Titrek ve sýkýlgandý…
Yalnýzlýk, berbattý…
Tahteravalliye binemedim tek baþýma
Ve salýncaðýmý sallayacak kimsem yoktu…
Gece olup da baþladýðýnda film,
Baþlayan nefes zorluðu kramplarý oluyordu kaburgalarýmda.
Nefessiz kaldýkça boðdu yalnýzlýðým...
Oksijensizlik için oksijen makinasý þarttý…
O, karýþýp da oksijene,
Ciðerlerime ulaþsa,
Ancak çürük bir süngerimsi doku bulacaktý.
Gözlerime dolacaktý yalnýzlýðým,
Ýçimdeki piþmanlýklar aðlayacaktý…
Zavallý çocukluðum,
Öksüz çocukluðum,
Küçük korkularla büyük kabuslar görerek büyüttüðüm zavallým…
Zavallý portakal aðacým,
Her birini bir gülücükle deðiþtiðim zavallý portakallarým benim…