Çöl yanýðý kalýrdý dudaklarda
Eski öpüþmelerin mühürlü izleri suskun sözlerde gizlenirdi
Kum fýrtýnasý olurdu bir bedevinin dilindeki türküler
Seraplara kalýrdý dokunmak tenine
Damlaya hasret bulutlardan dökülürdü ölü kelebekler
Eteklerimizde aþktan yana kan izleri
Su dolusu bir özlem kuruturdu boðazýmýzý
Düðüm atarken kelimeler gýrtlaðýmýza hýçkýrýðýndaydý þiirler
Ayrýlýklarda yanardý yalýn ayak bastýðýmýz toprak
Kayardý parmak uçlarýmýz kayardý zifirinin içindeki yýldýz
Üþürdü karanlýk soðurken iklim
Ben çöl sen Kýzýldeniz gibi ayrý düþerken ikimiz
Su yangýnýndaki aþklar yazýlýrdý hurma aðaçlarýnýn gövdelerine
Bir meczubun ellerinde açardý güneþ
Sýzardý cýlýz pýnarlardan yarým kalmýþlýk
Bir yudumluk hayat kývrým kývrým akarken bir yanýmýzdan
Kum saatlerine karýþtý zerresindeki ömrümüz
Kýl çadýr gölgesi getirmese de deniz esintisi
Yutkundu kum yutkundu damla
Son yaþ kirpikten düþerken yerlere
Sulandý kervan yüklü hatýralar
Bin kez yaðmalanýp atýldým kör kuyulara
Sýrtýmda harami sevgilerin kýlýç izleri
Çöl ortasýnda milyonlarca öldürüldüm
Hiç söylemedim tutsak kaldýðým adýný
Puslu gözlerimdeki son nefesimle ararken silüetini
Bir o bedevi bir o meczup anladý seni ne çok sevdiðimi