kartal kanatlý bir kadýnýn burnu takvimin ucundan öpmüþtü bir zaman
mülteci dudaklarýmýzýn müþterek susuzluðunu görenler olmuþtu
güneþ batýþlarýnýn ezanlarla rakse tutulduðu tablolarýn
ne çok izmaritleri vardý cam tablalar içerisinde
güzel günler sanki mazi
ya da ayný güzel insanlarýn beraberliði
kadýn birden ellerimden tutmuþtu
çevirmiþti baþýný karanlýktan aydýnlýða
daha bilmiyordum
oysa öpülüp, çözülecek ne çok donu vardý kutuplarýnda
soyutsallýk yabancý bir sevdaydý kenevir tohumlarýnca
üstsüz genç kýzlarýn ar kayýplarý vardý sahillerde
dün ki çocuktum
gerçekler sahilsiz
olamýyordum bir türlü deniz
kadýn tüm gücünü kullandý
bir kayýk bulup çýkardý beni kýyýsýna
müsaitdi deniz feneri
sýra sýra yaklaþtý parmaklarý ellerime
yasaklanmýþ alanlarda sigara molasýzlýðýydý hüznümüz
dualarýmýzý asarken ilk seviþen hücremize
günahlarýn bir katedral baðýþlanýþýydý dolunay
ayaklarýnda imtiyazlý enfeksiyonlar
duraðan bir öpüþtü kaskatý ve transparan öpüþler önce
kartal kanatlý bir kadýnýn eli dokundu avuçlarýmýn kuzeyine
bir zaman gülüþlerin bakýr renginde naifliðiydi vakitsizlik
þýllýk yastýklar kirleten balkon sefasýzlarýydýk
ayaðýmýz topraða deðmeden, yine önceydi
geçti kenara
kimi zaman neþesi gurbet iken, sesi vardý her þeyden öte
birkaç milyon yýl beraber kokusunu çektiðimiz geceydi tenimiz
ayna da birdik
milyarda birlik
ayarý çekilmemiþ ellerimin minik kuþlarýydý telleri
ýslaklýðýný kurularken
moðol istilasýydý derisine inen darbeler
susup oturduðu da vardý
aðladýðý da
güldüðü de
en çok da aðlarken gülmesi
sevdiðim filmi kýrk birinci kez izleyiþim
kartal kanatlý bir kadýndý
tüylerini okþarken
öpmediðim yer býrakmamýþtým tarih de
sarýlýp, seherin kokusunu üflüyordu nefesiyle
kaç kýtaydý teni, hiç bilemedim
kuþlar uçuverirken güneye
savaþtýðýmýz birkaç gün hariç
hep seviþirdik, üþüdüðümüz günlerin hayaliyle