Yosunlu bir deniz suskunluðu belki de hayat, Çýðlýk emzirdiðimiz anýlarýn en ücra meridyeni Oysa rüzgârýn kendi tasasýdýr duvara çarpmak Kuytudaki menekþeye ruhunu, ellerini sürmek Kendi yüreðinin hazin gümbürtüsünü bastýrarak Hissedebilmek þimdi ebedi aþkýn titreþimlerini
Yüreðimden alnýma sürgün eden o hoyrat terleri Avuçlarýmla koparýp kurak denizlere fýrlatabilirim Kollarýmýn boþluðuna sarhoþ rüzgârý bastýrsam bile Seninle yaþanasý bir ömre kürekler çekebilirim Denizler kurumadan, gök kubbe ters dönmeden Ruhunun mevsimlerinde seninle çoðalabilirdim
Sahnede iki gölge, fonda hep ayný müzik çalýyordu Devrilmiþ bir þiþenin etrafýnda aþkla dönüyorduk Bütün düþünüþlerimiz harcanmýþ gün seferineydi Avuçlarýný yokladým yüreðimle, vakit hep güzdü Boþ bir duvar olup sendeledim kendi eksenimde Yorgun bedenimi sevdalý ve çocuk gözleri tuttu
Kaybolmayý ne çok isterdim aþikâre gözlerinde Zamansýz bir yaðmur diledim huysuz göklerden Ayný rüzgârdý belki de coþkusuna sarýldýðýmýz Susuþlarýyla yorgun yüreðimin kelepçelerini sýktý Apansýz bir yel gibi gelip fakir gönlüme kuruldu Aþk, göðsümün derininden güneþe yol alan nurdu
Selahattin Yetgin Sosyal Medyada Paylaşın:
Selahattin YETGİN Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.